Özgürlük mü Kısıtlama mı?

Sosyal medya yasası olarak bilinen düzenleme TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ederken tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu kapsamında yasa gereği sosyal medya mecralarında paylaşılan içeriklerin, bağlamından kopuk ve gerçeği yansıtmaması durumunun, halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma ihtimali öngörülüyor. Dolayısıyla bahsi geçen yasada böylesi olumsuz bir senaryonun hayatın doğal akşına ve toplumsal düzenin bozulmasına engel olmak için caydırıcı ve önleyici bazı tedbirler alınmıştır. Bu tedbirlerden en çarpıcı olanı ise ilgili yasanın ihlali durumunda sanıkların 1 yıldan 3 yıla kadar yargılanmasının önünü açmaktadır. Söz konusu yasanın, suiistimal edilmeye açık olacağı da tartışılan konulardan biri.
Tartışmaya açık olan diğer bir konu ise sosyal medya platformlarına BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu)’nın denetlemesi koşulunun getirilmesidir. Bu koşul ile birlikte iki taraflı bir tartışmanın da fitili ateşleniyor. Bir taraf, sosyal medya platformlarının denetlenmesini; devlet eliyle bireyin özgürlük sahasını kısıtlamak ve bireyin tercihlerine devletin açık bir müdahalesi olarak görmekte ısrarcı. Madalyonun diğer yüzünde ise daha iyimser yaklaşımlar ile karşılaşmaktayız. Söz konusu denetlemelerin sosyal medya platformlarından kaynaklanan dezenformasyonu tam anlamıyla engellemese de kontrol altında tutabileceğine dair düşünceler yüksek sesle dile getiriliyor. Peki siz hangi taraftasınız?