Köşe Yazısı

FİRAVUN VE MAŞİTE SULTAN

Resülullah (s.a.v) buyuruyor ki : “Güzel bir koku duydum semada. Dedim: Bu koku nedir? Dediler ki: Ey Muhammed, bu koku Maşite Sultan’ın ve çocuklarının kokusudur. Sordum: Kimdir bu Maşite Sultan..

FİRAVUN VE MAŞİTE SULTAN

Resülullah (s.a.v) buyuruyor ki : “Güzel bir koku duydum semada. Dedim: Bu koku nedir? Dediler ki: Ey Muhammed, bu koku Maşite Sultan’ın ve çocuklarının kokusudur. Sordum: Kimdir bu Maşite Sultan ve çocukları? Bana dediler ki: Ey Muhammed (s.a.v) anlatalım sana…

Dediler ki: Ya Resülullah, Maşite Sultan firavunun kızının bakıcısı, hizmetçisi idi. Bir gün hamamda firavun’un kızını banyo yaptırmış, saçlarını tarıyordu. Maşite Sultan temiz, imanlı bir İnsandı ve Hz. Musa(as)’a iman etmişti. Ne var ki, Maşite Sultan Firavunun kendisine ve çocuklarına zarar vereceği endişesiyle, imanını açığa vurmuyor, gizliyordu.

Bir gün hamamda firavunun kızının saçını tararken tarak elinden yere düştü. Maşite Sultan tarağı yerden alırken gayri ihtiyari olarak, farkında olmaksızın Bismillah dedi. Firavun’un kızı böyle bir kelime duymamıştı, heyecanlandı, birden bire döndü ve kim o Allah? dedi. Babamı kastettin değil mi, yani firavunu diye sordu. Maşite sustu ancak firavun’un kızı ısrar etti, Maşite dedi, babam değil mi? Allah dediğin benim babam değil mi?

Maşite, haşa dedi. Senin baban benim gibi bir kuldur kızım dedi, o Allah olamaz… Benim dediğim Allah, Musa(as)’ın ve herkesin Rabbi olan Allah’tır… O dönemin Müslümanları şöyle derlerdi :“Lâ İlâhe İllallah Musa Kelimullah”. Allah’ın Hz.Musa (as) ile konuşmasından ötürü bunu derlerdi. Maşite Sultan, “Hayır kızım, babandan değil, Hz.Musa(as)’ın ve kâinatın Rabbi olan Allah’tan bahsediyorum” dediğinde ise, firavunun kızı hemen babasının yanına koşarak: Baba baba, Maşite sapıttı, seni tanımıyor, senin Allah olmadığını söylüyor dedi. O, Musa’nın rabbine inanıyormuş dedi.

Firavun Maşite’yi huzuruna getirtir. Maşite Sultan’ın iki çocuğu vardır. Firavun Maşite Sultan’ı ellerinden demirlere bağlatır ve günlerce aç-susuz bırakır. Bana Allah’sın de, der. Maşite Sultan bunu söylemez ve söylememekte ısrar eder, direnir. Maşite Sultan’ın büyük kızını getirirler. İçerisinde kızgın yağ olan büyük bir kazan getirirler ve  Maşite Sultan’a derler ki: ya Allah’ı inkar et, firavun’a Allah de, ya da senin kızını diri diri bu kazana atacağız. Maşite nihayetinde bir annedir, ancak iman daha önemlidir. Ne kadar zulüm etseler de Maşite Sultan der ki :Allah birdir Musa (as) O’nun elçisidir. Maşite Sultan’ın 13 yaşında olan büyük kızını baş aşağı çevirirler ve kızgın yağın içerisine sokarlar, etleri tamamen dökülene kadar yakarlar. Maşite Sultan bir yandan, kızı diğer taraftan bağırırlar ve kızı şehit olur.

Maşite Sultan her şeye rağmen direnir ve sonra ikinci çocuğunu da getirirler ve derler ki: bu çocuğun da diğer çocuğun gibi olacak, ya Musa’yı inkar et veya bu çocuğunu da, seni de bu kızgın kazanda yakacağız. Maşite Sultan, tam bir mü’min gibi, tam bir Allah dostu gibi, tam bir sadık gibi direnmeye devam eder.

Ve sonunda Maşite Sultan’ın henüz 6 aylık olan diğer çocuğunu da getirirler. Bu  çocuk henüz kundaktadır ve sütten kesilmemiştir. Çocuğu alırlar ve Maşite’ye yaklaştırırlar. Çocuk annesini görünce onun sütünü ister ve sütünü almak için annesine hamle yaparken geri çekerler ve derler ki: ya firavun’un dediğini söyle veya senin bu çocuğunu da öldüreceğiz. Maşita direnir, ancak bu direnci bir yerde kaybolur.

Şeytan Maşite Sultan’a görünür ve der ki: Sen ne kadar kötü bir annesin. Büyük çocuğun gitti, bu da gidecek. Tek bir kelime söyleyeceksin ve çocuğunu kurtaracaksın. Diyeceksin ki: “Allah yoktur ve firavun Allahtır.” Maşite Sultan tam da kalben olmasa bile bunları zahiren söyleyecekken rahmet meleği görünür Maşite Sultan’a,: Ey Maşite sabır sabır der. Tam bu esnada kundaktaki çocuk dile gelir ve der ki: Anne, sonuna kadar diren, sakın şeytana aldanma, hak yolundasın sen… Firavun o kadar telaşlanır ki, Maşite Sultan’ın kundaktaki çocuğuna da kıyar. Artık sıra Hz.Maşite’ye gelmiştir. Firavun’un  karşısında sağlam bir kaya gibi duran Maşite O’na şunları söyler: “Sizden tek bir isteğim var, beni ve evlatlarımı aynı mezara gömünüz.” Bunun üzerine firavun Maşite’yi de içi kaynar yağ dolu kazana attırır, canına kıyar, ancak tek bir iyilik yapar. O da Maşite’yi ve evlatlarını aynı mezara gömer. İşte Hz. Peygamber’in duymuş olduğu güzel koku Maşite’nin ve çocuklarının mezarından gelen kokudur. Selam ve dua ile…

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL