Köşe Yazısı

Kovboy Lazımdı…

Sinema filmlerini aksiyon, komedi, fantezi, bilim kurgu, müzikal gibi kategorilerde ayrıştırırken bir de kendine özgü müziğinden de hatırladığımız western kuşağı gelir aklımıza. Belindeki silahı, kafasındaki şapkasıyla atına binen ve kasabadaki..

Kovboy Lazımdı…

Sinema filmlerini aksiyon, komedi, fantezi, bilim kurgu, müzikal gibi kategorilerde ayrıştırırken bir de kendine özgü müziğinden de hatırladığımız western kuşağı gelir aklımıza. Belindeki silahı, kafasındaki şapkasıyla atına binen ve kasabadaki adaleti tesis etmek isteyen kahraman, bazen şerif bazen de kasabadan geçen bir yiğit delikanlıdır. Kasabanın huzurunu bozan, insanlara zulüm eden, güçsüzleri ezen zalimlerin arkasından koşar ve yakalayıp adalete teslim eder bu kahraman. Bunu bazen tek başına bazen de arkadaşlarıyla yapar. Bunu başaran, yoldan geçen biriyse kasabaya şerif olur. Şayet şerif ise valiliğe terfi eder. Sığır sürülerini çalan, kumar masasında hile yapan, para hırsı için kasabaya zulmeden, banka ve posta arabalarını soyan haydutlarla, amansız bir mücadelenin örneklerini izleriz bu filmlerde. Kısacası kanunsuzlarla mücadele öyküsüdür bu izlediğimiz. İzleyiciler de hep kahramanın yanındadır.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve geldiğinden bu yana her gün bir organize suç örgütüne yönelik yapılan operasyon haberlerini dinliyoruz. Çok da mutlu olduğumuzu söylemeliyim. Ülkemizi sokak sokak, mahalle mahalle saran organize suç örgütlerine karşı yapılan operasyonların çetelesini tutmaya kalksak sanırım sayfalar yetmez. Sayın bakan göreve gelir gelmez kaçak göçmenlerle ilgili bir dizi mücadele başlattı. Arkasından kara paradan yasadışı bahise, trafikte insanların sinirlerini zıplatan çakar sorununa, kumar çetelerine, organ kaçakçılarına, uyuşturucudan kadın ticaretine kadar amansız bir mücadele veriliyor. Akşamdan sabaha mantar gibi türeyen şımarık zenginlerin bu paraları nasıl kazandıkları, devlete ne kadar vergi verdikleri ile ilgili incelemeler başlatıldı. Millet açlık ve yoksullukla mücadele ederken altın tozu katılmış kahve içtiğini söyleyip dolar şov yapan görgüsüzlerle sonuna kadar mücadele edilmeli. Bu ülkenin sanayici zenginleri olarak bildiğimiz Sabancı, Eczacıbaşı, Alaton, Koç, Şahenk, Zorlu gibi ailelerin çocuklarının böylesi görgüsüzlükler yaptıklarına şahit oldunuz mu? Ben hiç olmadım. Bu şımarık görgüsüzler, sonradan görmenin vermiş olduğu ezikliğin dışa vurumunu yaşıyorlar sanırım.

Yapılagelen bu operasyonlardan sonra organize suç örgütlerinin uykularının kaçtığını, saklanacak delik aradıklarını tahmin ediyorum. Ali Yerlikaya’nın takdiri hak eden bu çabalarını söylerken biraz da geçmişi sorgulamadan edemiyorum. Bu kadar suç örgütü nasıl türedi bu ülkede? Kimler kimlerle beraberdi? Kimler bu oluşumlara göz yumdu? Ülkemizdeki pisliklerimiz yetmezmiş gibi bir de yurtdışı kökenli organize suç örgütleriyle uğraşıyoruz.  Onlar da ülkemizi adeta bir üs gibi kullanmaya başlamışlar. Kirli hesaplaşmalarını dahi ülkemizde yapar olmuşlar. Bugüne kadar kimse bunları fark edemedi mi? Bütün bu soruların cevabını az çok biliyoruz. Demek oluyor ki istenirse bunlarla mücadele yapılabiliyormuş.

Devletin gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağından eminim. Yeter ki bu konuda irade ortaya konulsun. Sayın Yerlikaya da bu iradeyi ortaya koymuş görünüyor. İnsanların, sokaklarında gece gündüz özgürce ve kendini güvende hissederek dolaşacağı, yataklarında rahat uyuyacağı bir iklimin özlemi içindeyiz.

Ali Yerlikaya’nın böylesi gayri meşru yapılarla mücadelesi toplumda karşılık buldu. Taraflı tarafsız herkesin takdirini topladı. Onun bu başarısının arkasında devlet adamlığının yattığını düşünüyorum.

“Devlet adamlığı” kimliğiyle, kimlerle aynı karede olmaması gerektiğini gayet iyi biliyor Yerlikaya. Geçtiğimiz dönemde kimlerin kimlerle aynı karede yer aldığını, “siz yapın, kanun arkadan gelir” diyen bakanları da gördü bu toplum. Karşısındakine hiç tahammül göstermeyen, bütün doğruları sadece kendinin bildiğini sanan, egosu tavan yapmış yöneticilerden bıktı toplum.

Beğenmese de adaletin kararına saygı duymalı devlet adamı. Tarafı, devlet ve adalet olmalı. İşini kanunların verdiği yetkiler ve sorumluklar çerçevesinde en iyi şekilde yapmalı. Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır! demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Western filmlerinde olduğu gibi ülkemizi böylesi pisliklerden kurtaracak bir kovboya ihtiyaç vardı, şimdi olduğunu sanıyorum. Elbette elinde silahı, altında atıyla dolaşmıyor o. Sadece işini yapıyor. Bizim için, kovboy ruhuyla çalışan, yerlerde taklalar atmayan, elini göğsüne götürüp ooh, ooh çekmeyen, ona buna omuz atmayan, mikrofonu gördüğü yerde şov yapmayan birisi olması yeter de artar bile.

İktidarı eleştirirken doğru yapılanları da söylemeden olmaz. Yani sırf muhalefet yapmak için muhalif olunmaz. Doğru yapılan varsa onu da söyleriz. Doğru yapılanı söylüyor olmamız yanlış veya eksik olarak gördüklerimizin üstünü kapattırmaz bize.

Devleti yöneteceklerin bürokrasiden gelen, liyakat sahibi insanlar olmaları en büyük temennimizdir.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL