Köşe Yazısı

KELİMELERİN DİLİ

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ‘Ekonomik Dönüşüm Zirvesi ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada uygulamaya çalıştıkları yeni ekonomik modeli anlatırken, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden..

KELİMELERİN DİLİ

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ‘Ekonomik Dönüşüm Zirvesi ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada uygulamaya çalıştıkları yeni ekonomik modeli anlatırken, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır” dedi. Bir vatandaş olarak bu açıklamadan hiçbir şey anlamadım. Sanırım Nureddin Nebati de bu cümleyi kurarken kimsenin anlamasını istemedi!
Bazı insanların, konuşmalarında sadeliği neden tercih etmediklerini hep düşünmüşümdür. Dinleyicilerin anlamayacağı cümleler kurmak onları daha bilgili mi yapıyor sanıyorlar? Ünlü bilim insanı Albert Einstein şöyle diyor: Eğer basit bir şekilde anlatamıyorsan, o konuyu iyi anlamamışsın demektir.
Ben de hep şuna inandım: Dinleyenlerin kafasını karıştıran cümleler kuran konuşmacının, anlattığı konuda yeterli bilgiye sahip olmamakla beraber karşısındakilere bilgili görünmek gibi bir kaygısı vardır. Şayet bilimsel bir konuşma değilse, iyi bir konuşmacı, lafı eveleyip gevelemeden kendisini dinleyen herkesin net olarak anlayacağı bir dili tercih eder. Anlaşılır konuşması, onun öz güvenini gösterir. Ama Sayın Nebati de uyguladıkları ekonomik politikaların ülkeyi daha da yoksullaştırdığını, toplumun her kesiminin enflasyon altında ezildiğini gayet iyi biliyor. Uyguladıkları modelin zengini koruduğunu, yoksulu daha da yoksullaştırdığını görüyor. Merkez Bankası politika faizini indirirken vatandaşın bankalardan kullandığı kredinin faizi neden inmiyor? Toplumun büyük bir kesimi, Merkez Bankası’nın sürekli indirdiği “politika faizi”nin ne olduğunu dahi bilmiyor. O sanıyor ki bankaların vatandaşa vereceği kredinin faizleri de iniyor. Keşke öyle olsaydı…
Faize karşı olduklarını söyleyenler, 2022 yılı faiz ödemeleri için bütçeden 330 milyar lira ayırdılar. Halen uygulanan kur korumalı mevduat sistemin faizden ne farkı var? Hazineden zengine ödenen kur farkı kimin parası? Vatandaşın devlete ödediği vergi, ona hizmet için kullanılmayıp yasal kılıfla zengine aktarılıyor. Kur farkı olarak hazineden zengine aktıran bu parayla Yavuz Sultan Selim ve Çanakkale köprülerinin yapılabileceğini hepimiz biliyoruz. Şimdi biz nasıl sormayalım: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bu sistem kimi koruyor o zaman? Elbette ki zengini koruyor.
İşin özü şu: Siz ne kadar vatandaşın anlamadığı dilden konuşarak kendinizi aklamaya çalışsanız da vatandaş elini cebine attığında yoksulluk gerçeğiyle yüzleşiyor. Marketlerdeki rafların dolu olması değil önemli olan, onu alabilecek paranın cebimizde olması önemli. Vatandaş anlamadığı sözcükleri yemiyor artık. Geç de olsa gözü açıldı.
Sayın bakan, sanırım sizinle aynı dili konuşmuyoruz ama güzel günler için henüz umudumuzu yitirmedik…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL