Köşe Yazısı

ARMEGEDON VEYA MELHEME-İ KÜBRA BAŞLADI MI?

Bilindiği üzere Hıristiyanların tamamı, Kıyamet hadisesine ve Kıyametin kopmasından önce de Ulu’l Azm peygamberlerden olan Hz. İsa (A.S.)’ın yer yüzüne ineceğine kat’i şekilde iman ederler. (Biz Müslümanlar arasında ise bu..

ARMEGEDON VEYA MELHEME-İ KÜBRA BAŞLADI MI?

Bilindiği üzere Hıristiyanların tamamı, Kıyamet hadisesine ve Kıyametin kopmasından önce de Ulu’l Azm peygamberlerden olan Hz. İsa (A.S.)’ın yer yüzüne ineceğine kat’i şekilde iman ederler. (Biz Müslümanlar arasında ise bu mesele ihtilaflı bir konudur. Yahudilerde böyle bir inanç yoktur.)

Hıristiyanların büyük bölümü Eski Ahid’e (Tevrat’a) iman ettiklerinden, (Biz Müslümanlar, Âmentünün gereği olarak, ilâhi kitapların tahrif edilmemiş haline mutlak iman ederiz) Siyonist Yahudiler bu durumdan yararlanmak istemişler; Hz. İsa (A.S.) ‘ın yer yüzüne inmesi için, Büyük İsrail

İmparatorluğu’nun Arz-ı Mev’ud ( Nil ile Fırat nehirleri arasındaki Va’d edilmiş topraklarda; yani Irak, Suriye, Mısır, Ürdün, Lübnan ile, Türkiye’nin Güney doğu bölgesi) üzerinde kurulması gerektiği inancını Hıristiyanlara, özellikle de Evanjelist Hıristiyanlara bir şekilde kabul ettirmişlerdir.

Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, Yahudi ve Hıristiyanları bir birlerinin dostu olarak haber vermesine dikkat etmek gerekir. Bu durum sıradan bir hadise değildir, hayati derecede mühimdir. Çünkü tarih boyunca önemli meseleler üzerinde oluşturulan Yahudi-Hıristiyan ittifakının, dayanışmasının, birlikteliğinin, sevgi ve muhabbetinin temelinde bu inanç müşterekliği yatmaktadır.

Bu itibarla; Batı dünyası ve bilhassa da ABD halkı ile idarecilerinin tamamına yakını, İsrail’e ve kurmak istedikleri Büyük İsrail İmparatorluğu çalışmalarına tarihin her döneminde , her şart altında, sonsuz ve sınırsız maddi ve manevi destek vermişlerdir ve halen de destek olmaya devam etmektedirler.

Tarihi kaynaklara göre, Arz-ı Mev’ud üzerinde bu İmparatorluğun kuruluşu aşamasında, Hıristiyanların desteklediği Yahudiler ile bölge halkı (biz Müslümanlar) arasında çok çetin, kanlı, şiddetli ve amansız savaşlar olacaktır ki, muhtemelen 3. Dünya Harbi olması beklenen bu savaşa, Yahudiler “ARMEGEDON SAVAŞI” derlerken, Müslümanlar olarak bizler de “MELHEME-İ KÜBR” diyoruz.

İslami kaynaklarda ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)’in Hadis-i Şeriflerinde bu savaşın nerelerde yapılacağı, nasıl olacağı, hangi taraftan takriben ne kadar insan öldürüleceği açık-seçik haber verilmektedir. Merak edenlerin, konu ile ilgili Hadis-i Şerifleri İslami kaynakları incelemelerini tavsiye ederim. Bu husus ile ilgili gerçekten ürkütücü, hayret verici, korkunç olaylardan bahsedilmektedir.

Şunu söylemek mümkündür ki, büyük katliamlara, toplu insan ölümlerine, yağmalama, talan ve soygun olaylarına, kanlı çarpışmalara, zulüm ve işkence hadiselerine sahne olması beklenen bu savaş, insanlık alemi için asla-kesinlikle hayra alamet değildir. Ama görünen o dur ki, bu dehşet verici harbin olması da kaçınılmazdır.

Zamanının yaklaştığı tahmin edilen Melheme-i Kübrâ’da hangi ülkelerin tar-u mâr olacağı, kaç milyon insanın hayatını kaybedeceği, ne kadar kadının dul, ne kadar çocuğun yetim ve öksüz kalacağı elbette meçhul; ama ortaya çıkacak olan manzaranın dehşet olacağını söylemek kehanet olmasa gerektir.

İnsanlık tarihi boyunca önemli olaylara sahne olan ve ezelden ebede sıkıntılı bir bölge olmaktan kurtulamayan Ortadoğu coğrafyası üzerinde yaşanan hadiseler hayra alamet değildir. Bu topraklar üzerinde, küresel emperyalistlerin her birinin ayrı ayrı hesapları vardır. Ve bu durum, tarihin hiç bir döneminde bu asırdaki gibi çetrefilli ve karmaşık bir hal almamış idi. Genelde insanlık için, özelde ise bölge halkı, yani Müslümanlar için tehlike kapıda ve gerçekten büyük.

Ders alınmadığı sürece tarihin tekerrür etmesi mukadderattandır, bundan kaçınmak mümkün değildir. Marifet odur ki, akıllı idareciler, idare ettikleri ülkelerini ve insanlarını bu tür badirelerden az zayiatla kurtarabilsinler. Gemisini yüzdürene ve sahil-i selamete çıkarabilene kaptan derler.

Hülasa-i kelâm, siyonist zihniyete sahip olan Yahudiler tarih boyunca insanlığın baş belası olmuşlardır ve halen de belâ olmaya devam etmektedirler. Öyle anlaşılıyor ki, dünya durduğu müddetçe, yani kıyamet saatine kadar bu hâl böyle devam edecek. Allah (c.c.) sonumuzu hayr ede, insanlığı bu korkunç tehlikeden muhafaza eyleye.

Selam ve dua ile….

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL