Geçtiğimiz günlerde Taksim’de yaşanan patlama geçmişte yaşadığımız terör olaylarını hatırlattı. Üzerinde durulması gereken nokta bu ve benzeri olayların neden meydana geldiği değil, yaşanmaması için ne yapılması gerektiğidir. Olayın hangi terör..
Geçtiğimiz günlerde Taksim’de yaşanan patlama geçmişte yaşadığımız terör olaylarını hatırlattı. Üzerinde durulması gereken nokta bu ve benzeri olayların neden meydana geldiği değil, yaşanmaması için ne yapılması gerektiğidir.
Olayın hangi terör örgütü tarafından ne amaçla gerçekleştirildiği henüz belli olmasa da geçmişte yaşanan acı verici terör eylemlerini akıllara getirdi. Yaşanan olayın ardından medyaya yönelik kısıtlamalar da beraberinde geldi. Ve olayın ayrıntılarına ilişkin bilgi edinmek isteyen vatandaşlar ise sadece birkaç ana akım medya kuruluşunda yer alan programlar aracılığıyla takip edebildiler.
Söz konusu kısıtlamalardan biri bant daraltma uygulaması. BTK (Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu), patlama sonrasında paylaşılan görsel ve iletilerin basın etiğine aykırı olması sebebiyle sosyal medya platformları için bant daraltma uygulaması gerçekleştirdi. Diğer bir kısıtlama ise RTÜK’den geldi. RTÜK, “İstanbul’daki patlamaya ilişkin yayın yasağı getirilmiştir. Tüm medya kuruluşlarımızın dikkatine önemle sunulur” ifadelerine yer vererek medya kuruluşlarına yayın yasağı getirdi. Süreç devam ederken sosyal medya araçları üzerinden patlama olayına yönelik korku ve panik yaratmak amacı barındıran, kin, nefret ve düşmanlığa alenen tahrik eden provokatif içerikli paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen 25 hesap yöneticisinin tespiti edilmiş ve ilgili makamlara gönderilmiş.
Yaşanan patlama olayı sonrasında medya kontrolünün kısıtlama ve yasaklarla sağlanması insanlarda tedirginlik oluşturdu. Elbette denetim gerekiyor ancak bu denetimin yasak veya kısıtlamalar ile değil, bilgi akışının kontrolünün sağlanması ile gerçekleşmesi gerekiyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)