Köşe Yazısı

KURBAN YOK, BAYRAM VAR

Hep beraber, sağ salim Kurban Bayramına ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kurban denildiğinde aklıma toplumsal yardımlaşmanın inançla desteklenmesi, yoksula yardım ve paylaşım gelse de bazılarının aklına sadece tatil geliyor. İnancımız gereği her..

KURBAN YOK, BAYRAM VAR

Hep beraber, sağ salim Kurban Bayramına ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kurban denildiğinde aklıma toplumsal yardımlaşmanın inançla desteklenmesi, yoksula yardım ve paylaşım gelse de bazılarının aklına sadece tatil geliyor.
İnancımız gereği her Müslümanın gönlünde kurbanını kesip ihtiyaç sahiplerine, konu komşuya dağıtmak vardır. Ancak, özellikle bu sene ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar, bırakın kurban kesmeyi nasıl “aç kalmayız”ı düşündürüyor insanlara. Kurban pazarlarını dolaştığımızda gördüğümüz manzara bunu doğruluyor zaten. Yapılan anketlerde “Bu sene kurban keseceğim” diyenlerin oranı %41’den, %26’ya düşmüş durumda. Bunun en önemli nedeni hayat pahalılığı. Bu sene için küçükbaş hayvan fiyatları 2 bin TL ila 8 bin TL arasındayken büyükbaş hayvanların fiyatları ise 15 bin-60 bin TL arasında değişiyor. Al alabilirsen, kes kesebilirsen!

Ülkemizdeki çalışanlarını %64’ünün asgari ücrete mahkum olduğu ve kurbanlık fiyatlarının da asgari ücreti geçtiği bir ortamda kurban kesmenin hemen hemen imkansız olduğunu görmek çok da zor değil, diye düşünüyorum. Emeklilerin durumu da ortadayken kurbanı kimlerin kesebileceğini merak ediyorum. Her şeye rağmen kurban kesmek isteyenlerin başvurduğu yollardan biri de borçla kurban kesmek. Bunun için kredi kartını kullanan milyonlar var bu ülkede. Kredi kartına taksit yaparak kurban kesmenin, yıl boyunca da o borcu ödemenin hayır neresinde kalır? diye sormadan da edemiyorum. Borçla yaşamaya alıştırdığımız insanımız, borçla kurban kesmeye de alışıyor gibi görünüyor.

Son birkaç senedir ülkemizde kesilen kurban sayısındaki azalma, insanların alım gücündeki düşüşün farklı ama acı bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Yani her geçen sene Kurban Bayramının “kurban”ı yok olup geriye “bayram”ı kalıyor. Sonuç: Kurban bahane, bayram şahane, mantığına doğru koşuyor toplum.

Yıllardır anlamakta zorluk çektiğim bir konu da insanların kurbanlarını hiç bilmedikleri, görmedikleri yerlere bağışlamaları. Bunlardan bir kısım bağışçı: “Ben Allah için bağışlıyorum.” diyerek hayrından kuşku duymuyor ama gerçekten hayrının ihtiyaç sahiplerine gidip gitmediğinden de emin olamıyor, ayrıca da hiçbir şeyi sorgulamıyor. Vatandaşın bu temiz duygularının nasıl sömürüldüğünü biliyoruz biz. Ayrıca, geçmişte bu taktiği yıllarca kimlerin kullandığını ve bu yolla elde ettikleri sermayeleri bu topluma karşı haince nasıl kullandıklarına da yakın zamanda şahit olduk. Artık toplum uyanmalı ve din bezirganlarına fırsat vermemelidir.

Şuna inanıyorum ki kurbanını kesen her inanç sahibi Müslüman, gerçek ihtiyaç sahibi aileleri bulur ve etini de dağıtır. Yakınındaki yoksulu görmeyip kıtalar ötesinde aç doyurmanın inancımızda bir karşılığının olduğunu düşünmüyorum.

İmkanın varsa kurbanını kendin kes, bildiğin insanlarla da paylaş ki amacına layıkıyla ulaşsın.

İyi bayramlar…

YORUMLAR (1)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL