Köşe Yazısı

EĞİTİM BİRLİĞİ

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon programında eğitim sistemiyle ilgili, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum” gerekçesini öne sürerek “Şimdi benim Milli..

EĞİTİM BİRLİĞİ

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı bir televizyon programında eğitim sistemiyle ilgili, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum” gerekçesini öne sürerek “Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşmasını sağlamaktı. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz, veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli” demişti.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesinde: “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.” diyor.
Kanun bu denli açık iken hangi zorunluluk doğdu ki kızlar için ayrı okullar açılması ihtiyaç haline geldi? Sayın bakan kimlerin isteklerini karşılamanın peşinde? Tepki almaktan korkmasa: “Kızlar okumamalı” diyeceği kaldı.
Kızların okullaşması için ayrı okullara gerek yok sayın bakan. Çocuğunu okula göndermeyenlerle ilgili yaptırımları uygulayın yeter. Kız ya da erkek fark etmez. İlköğretim Temel Kanunu’nun 56. maddesindeki idari para cezalarını artırın. Hatta buna bir de hapis cezasını ekleyin. Buna rağmen okula gönderilmeyen çocukları ailelerinden alarak yatılı okullarınıza yerleştirin. Çocuğunu okula göndermemenin özgürlüğü olamaz. Devlet, gerekirse kolluk kuvvetleri marifetiyle her çocuğun ilköğretim düzeyinde eğitim almasını sağlamalı. Cehalet, sadece sahibine değil içinde bulunduğu topluma da zarar verir.
Sayın bakanın göreve gelir gelmez Milli Eğitimin bütün sorunlarını çözmüş de sıra kız öğrenciler için ayrı okullara gelmiş gibi davranmasının ardında birilerine yaranma ya da bazı cemaat ve tarikatlara hoş görünme arzusunun yattığını tahmin ediyorum. MHP ve HÜDA PAR yetkilileri, bakanın bu açıklamalarına desteklerini açıklamışlar. AKP’nin de aynı kafada olduğunu tahmin etmek zor değil.
Sayın bakan, sizin öncelikleriniz atanamayan öğretmenler sorunundan başlamak üzere ülke çapında tekli eğitime geçişi, kölelik düzeni gibi çalışmak zorunda bıraktığınız ücretli öğretmenliği ortadan kaldırmak olmalı. Her okulda zorunlu din dersleri olmasına rağmen buna ilaveten seçmeli olarak koyduğunuz dini ve kültürel seçmeli derslerle 40 saate çıkardığınız ders yükünü azaltın. Gençlerin düşünce dünyalarını geliştirecek Felsefe grubu derslerini her sınıf düzeyinde zorunlu hale getirin. Toplumda oluşan devlet okullarına güvensizlik duygusunu ortadan kaldırmak için atamalarda liyakati esas alın. Daha da önemlisi eğitimdeki, kız-erkek, zengin-fakir ayrımı yapmaksızın, fırsat eşitliğini tesis etmek için kenar mahallelerdeki okullarınızın da her türlü şartlarını iyileştirin. Liseyi bitiren her gencin mutlaka güzel sanatların bir dalıyla haşır neşir olmasını, hatta bir müzik aletini çalabilmesi için gerekli planlamalarınızı yapın. Heykeli put, müziği kendinden geçme aracı gibi gören zihinleri ortadan temizlemeye çalışın. Köy okullarını açın. Çocuklarını fabrikalarda, atölyelerde, bağda, bahçede çalıştırmak zorunda bıraktığınız ailelerin yoksulluğunu nasıl düzelteceğinize kafa yorun.
Muhtelif vakıflardaki sapkınlıkların altında yatan gerçekler için bilim insanlarının uyarılarına kulak verin, onları önlemenin çalışmalarını yapın.
Sayın bakan, siz öncelikle eğitimdeki ayrışmayı ortadan kaldırıp birliği sağlamaya çalışın. Kız ya da erkek öğrencilerin okullara devamı için alınması gereken tedbirler üstüne kafa yorun.
Bırakın da çocuklarımız kardeşçe bir arada okusunlar. Onları ayrıştırmak gelecekteki kötülüklere davetiye çıkarmak olur. Bakanlık olarak “Pedagoji” denen bilime itibar edin.
Resulullah döneminde kadın ve erkekler mescitlerde birlikte ibadet ediyorlarken bizler bugün onların okullarını ayırmayı düşünen kafalara nasıl geldik? Nereden nereye? buna derler!..
Bugün okulları ayırmayı masumane bir olay gibi düşünmenin gelecekte nelerin önünü açacağını ve bunun toplumsal sonuçlarının nerelere varacağını kestirmek zor değil. Gözlerinizi açıp dünyaya bakarsanız yolun sonunu görürsünüz.
Şunu unutmayın ki laik eğitimin olmadığı yerde ahlaksızlıkların önüne geçemezsiniz.
Çocuklarımız, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe bir eğitim ikliminde büyümeliler…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL