Köşe Yazısı

Cumhuriyet Özgürlüktür!

Cumhuriyetimizin ilan edilişinin 99.Yılını neşe, hüzün bir arada bir o kadar da gurur içinde kutladık. Cumhuriyetin vermiş olduğu coşku ile neşelendik, Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülke bırakan atalarımızın hatıraları ile..

Cumhuriyet Özgürlüktür!

Cumhuriyetimizin ilan edilişinin 99.Yılını neşe, hüzün bir arada bir o kadar da gurur içinde kutladık. Cumhuriyetin vermiş olduğu coşku ile neşelendik, Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülke bırakan atalarımızın hatıraları ile hüzünlendik. Türk milletinin çoğunluğunun cumhuriyete ve atasına sahip çakması ile gururlandık.

“Yemek yenirken; Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!” dedim. “Orada bulunan arkadaşlar, hemen düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. Hemen o dakikada nasıl davranılacağı üzerinde kısa bir program saptadım ve arkadaşları görevlendirdim.”

29 Ekim 1923 günü, Mustafa Kemal Atatürk Ankara’da bu sözlerle cumhuriyetin adını koydu. O günden bugüne 99 yıl geçmiş. Altısı asker kökenli, ikisi askeri darbe ile gelen on iki cumhurbaşkanı gördü cumhuriyet. Başarılarla, yenilgilerle, acılarla, sevinçlerle, çatışmalarla, uzlaşmalarla, birlik özleyip, barış konuşup ayrılmalarla, bölünmelerle geçen koca 99 yıl.

Neydi cumhuriyet?

Halkın kendi kendisini yönetmesiydi.

Soya bakılmaksızın her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ülke yönetiminde söz sahibi olduğu yönetim şekliydi.

Babadan oğula geçen yönetim şeklinin kalkmasıydı.

Taht kavgalarının olmadığı, taht uğruna kardeşin kardeşi öldürmediği bir yönetim şekliydi.

Kadınlarımızın ve gençlerimizin ülke yönetiminde söz sahibi olmalarıydı.

Diğer yönetim şekillerine göre daha demokratik ve çağdaş bir yönetim biçimiydi.

Herkesin eşit ve özgürce yaşayabileceği demokratik yapıydı.

Elbette cumhuriyeti sevenler kadar sevmeyenler de olacaktı, anlamayanlar, idrak edemeyenler ve karşı çakanlar olacaktı. Cumhuriyet; bir kesim için sevilen ve gurur duyulan bir yönetim olamadı. O yüzden; Bir yarımız Cumhuriyet’i çok sevdi. Giderek daha çok ve tutkulu sevdi daha çok sahiplendi, kendini onun gerçek sahibi saydı. O kadar çok sevdi ki diğer yarımızla paylaşmak, tümümüzün sahiplenmemesini umursamadı. Hatta onların sevmesine izin vermek istemedi. Öteki yarımız ise sahiplenemediği çocuğu benimseyemedi sevemedi.

99 yıllık zaman içerisinde demokratik, laik ve anayasal Cumhuriyet tanımından giderek uzaklaşmaya başlayan Türkiye görmekteyiz. Cumhuriyetle yönetildiğimizi söylemek, hissetmek, giderek zorlaşıyor zorlaştırılıyor.

Keşke Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünü her yıl gurur, sevinç, umutla kutlayabilsek. Halkın kendi kendisini yönetmesi yani “Cumhuriyet” kelimesinin anlamını tam olarak idrak edebilsek. Bugün okullarımızda andımız okutulmuyorsa, Türkiye Cumhuriyeti tabelaları kaldırılıyorsa, laik sistem yok edilmeye çalışılıyorsa bunun sorumlusu Cumhuriyet’in kendisi değil, 99 yıl boyunca bizi yönetmesine izin verdiklerimiz, kısaca iktidarda söz sahibi olanlardır.

Sağlıcakla…

Damga gazetesinden alıntıdır.

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL