Köşe Yazısı

BİZİM DOLARLA İŞİMİZ OLMAZ

Ne yapsak nafile. Bir türlü doların Euro’nun ateşi sönmüyor ülke yangın yeri.

BİZİM DOLARLA İŞİMİZ OLMAZ

Asgari ücret yüzde elli civarında bir artışla Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. Sürekli artan döviz kuru, buna bağlı olarak peşpese gelen zamlar daha yeni yıl girmeden, yeni asgari ücreti eritmeye başladı. İlk bakışta yapılan zam oranı makul ve yüksek oranda görünse de madalyonun diğer yüzüne baktığımızda maalesef alım gücünün kalmadığını paramızın pul olduğunu, değersizleştirildiğini ve uluslar arası arenada bir değeri kalmadığını görüyoruz.

Ekonomimize yön veren iki para birimi var

Amerikan Doları, Türk Lirası karşısında neredeyse her gün yeni bir tarihi rekor kırıyor. 2008 yılında “1 dolar 1 TL olur mu” tartışmalarının yapıldığı ve ihracatçıların Türk Lirası’nın döviz karşısında aşırı değerlenmesinden şikayetçi olduğu dönemin ardından dolar 2013 yılında itibaren yükselmeye başlamıştı. Ülkemizin ekonomisinde belirleyici olan iki para birimi var. Biri resmi olan liradır diğeri fonksiyonel olan, piyasa değerlemelerinin belirlenmesinde etkin olan dolardır. Maalesef yıllardır bu iki para biriminin birbirine olan aşkına kimse engel olamadı. Dışarıya bağımlılık, güven vermeyen siyasi otorite, adalete olan güvensizlik, çiftçimizi desteklemeyip toprağa küstürme bu etkenlerin en başında geliyor.

Burası Türkiye burada dolar geçmez

Son zamanlarda yeni bir nesil türedi. “Burası Türkiye burada dolar geçmez, bizim dolarla işimiz olmaz” diyen bir nesil! İşyerlerinin kapılarına “dolar geçmez” diye tabela asan mı istersiniz. Meydanlarda doları yakan mı isterseniz. Sosyal ağlarda “dolar mı Vatan mı” etiketiyle meseleyi vatan hainliğine kadar getirenleri mi istersiniz… “Bizim dolar-la işimiz yok! diyen zihniyete sesleniyorum; Bugün yediğin içtiğin her şey dolara endeksli. İşine gitmek için bindiğin araba, deposuna koyduğun yakıt, kullandığın yol, geçtiğin köprü dolara endeksli. Hasta olup yattığın hastane iyileşmek için aldığın ilaç dolara endeksli. Yaktığın doğalgaz, kullandığın elektrik, içtiğin su bile dolara endeksli.

Üretmeden tüketmek milli felakettir

Dolara bağlı olarak, tarım ve hayvancılıkta artan maliyetlerin altından çiftçimiz kalkamıyor dolayısı ile üretemiyor. Çiftçinin aldığı mazotun, gübrenin fiyatları ortada. Bu fiyatlarla çiftçi desteklenmeden üretim yapması olanaksız. Bir anlamda gübre tolere edebilir fakat mazot olmadan olmaz. İstiyorlar ki; çiftçi sabanla tarla sürsün. Her şeyimiz ithal, insanımızı hazırcılığa alıştırıyoruz. Üretmeden tüketmek milli felakettir. Yaşam standartlarımızı devam ettirebilmek için, ihtiyacımız ve tüketmemiz gereken temel gıdaların çoğu ithal edilmekte. “Bizim dolarla işimiz yok diyen nesil; Buğdayın, mısırın, mercimeğin, pirincin hepsi dolarla ithal ediliyor.

Ecdada saygı köprüsünden geçmek 15 Euro

“Bizim dolarla işimiz yok diyen nesil;“ecdada saygı” reklamlarıyla süslenip püslenen yakında açılacak olan Çanakkale Köprüsünden, Osmangazi köprüsünden, Yavuz Sultan Selim köprüsünden, Avrupa ve Asya’yı boğazın altından birbirine bağlayan Avrasya Tünelinden, on saatlik yolları 3-5 saate indiren duble otobanlardan dolarla geçildiğini sana söylemediler mi? Geçsen de geçmesende senden bunun ücretini alacağız demediler mi? “Bizim dolarla işimiz yok diyen nesil; bence sizi de aldatmışlar, bence sizi de kandırmışlar…

Ne demiş Ömer Hayyam:

Celladına aşık olmuşsa bir millet,

İster ezan, ister çan dinlet,

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL