Başkan Çelik; “Mübarek Ramazana Zamlarla Girdik”

Başkan Çelik; “Biliyorsunuz, 11 ayın sultanı Ramazan ayı geldi. Yüce Allah’ımıza hamdolsun. Bu mübarek ayda, Allah sağlıklı bir şekilde ibadetlerimizi yapmayı ve tekrarını da nasip eylesin. Ak Parti iktidarının ve bakan Nebati’nin ışıltılı gözler ve iş bilmezliğin getirdiği bir garip özgüvenle,“ Şubat ayından daha iyi olacak.” dedikleri, Mart ayını da geride bıraktık. Ne yazık ki 1 Nisan şakası ramazanın 1. günü yapılan ZAM insanlarımızın canını acıtmıştır. Mübarek ayın başlangıcında elektrik ve doğal gaza yapılan zam, maalesef geçim darlığını, işsizliği, siftahsız kapanan dükkanları, toprağına küsen çiftçilerimizin dertlerini, emeklilerimizin sıkıntılarını azaltmak yerine daha da artırmış, derinleştirmiştir.” dedi.
Cumhurbaşkanının geceleri manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurmasını yulafla karıştırıp karışımını yerken, sıra millete gelince, “Kemerinizi sıkın” demesine de değinen Başkan Çelik; “Tavsiye ettiği menünün ne kadar pahalı olduğunun bile farkında değil. Sayın Erdoğan Türk’ün devlet anlayışında, devletin başının asıl işi, vatandaşını refah içinde yaşatmaktır. Senin işin, milletimize gece yatmadan önce yemek için, tavsiyelerde bulunmak değil; Milletimizin istediğini yiyip, yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak, bu zamlarla milleti nasıl doyuracaksın sen asıl onu anlat. Siz dahil her mikrofonu alan ben ekonomistim diyor, her gün millete gol atıyorsunuz. Siyasi partilerin bir iddiası olur. Biz koltuğa değil, göreve talibiz. Kişisel çıkarlarımız için değil, milletimizin çıkarları için göreve talibiz. Millet teveccüh gösterip de, o göreve geldiğimizdeyse, parti ceketini çıkartır, devlet insanı ceketini giyeriz. Milletimizin tamamına hizmet etmek için, çalışmaya başlarız. Manda yoğurdu tavsiyesiyle” değil, milletimizin dertlerini çözmek için uğraşacağız. Başımıza bela ettiğiniz, bu ucube sistemi, inatla savunanlara, sormak istiyoruz: Eğer bugün Türkiye’de, yargı bağımsız olsaydı; bu kadar yolsuzluk yapılabilir miydi? Bir savcı çıkıp, soruşturma açabilseydi; bu ülkenin bakanları, sade bir vatandaş gibi, hesap vermek zorunda olsaydı; Türkiye’de yolsuzluk, bir kanser gibi yayılabilir miydi? Eğer ülkemizde, yargı bağımsız olsaydı; çiftçilerimiz kredi alamazken, devletin bankası, eşe dosta, televizyon kanalı satın alsın diye yüzlerce milyon dolarlık, karşılıksız kredi verebilir miydi?
Türk Telekom, bir yabancı şirkete satılıp, bu aziz milletin milyarlarca doları, yurt dışına transfer edilebilir miydi? Bu gibi onlarca yapılan hataların hesabı sorulsaydı bu sıkıntıları bugün yaşamazdık. Tavsiyemiz odur ki bu zam ateşinden milletimizi kurtarın hoş bir ramazan ayı geçirmeleri için çözüm üretin.” ifadelerini kullandı.