Köşe Yazısı

BAĞIMLILIK

Hepimizin korktuğu bir sözcüktür bu. Bu sözcüğü duyduğumuzda ilk aklımıza gelen alkol ve uyuşturucu gelir. Bunun eksik bir algı olduğunu, alkol ve uyuşturucu dışında da bağımlılıkların varlığını anlamamızı sağlayan çok..

BAĞIMLILIK

Hepimizin korktuğu bir sözcüktür bu. Bu sözcüğü duyduğumuzda ilk aklımıza gelen alkol ve uyuşturucu gelir. Bunun eksik bir algı olduğunu, alkol ve uyuşturucu dışında da bağımlılıkların varlığını anlamamızı sağlayan çok değerli hocamız Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu’na teşekkür ederek başlamak istiyorum yazıma.

Bilindiği üzere dernekler birer sivil toplum kuruluşlarıdır. En önemli amaçlarından biri de toplumsal anlamda önem arz eden konularda üyelerini aydınlatarak kamuoyu bilincini oluşturmaktır. İşte, 15 Ocak 2023 Pazar günü, İstanbul Bahçelievler’de faaliyet gösteren İstanbul Giresunlular Çevre, Kültür ve Dayanışma Derneği, “Madde ve Teknoloji Bağımlılığı” üstüne bir seminer düzenledi. Konuşmacı, alanında otorite olarak gördüğümüz hemşerimiz Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu’ydu. Şahsen bildiğimi sandığım konularda çokça eksiğimin olduğunu hocamı dinleyince anladım. Bunun için de sayın hocamıza minnettarım. Bu seminerin gerçekleşmesinde emeği geçenlere de teşekkür borcumuzun olduğunu biliyoruz.

Sayın hocamız bütün algılarımızı yıktı, yerle bir etti. Bildiklerimize, bilmediklerimizi, görmediklerimizi de ekledi.

Konuya ilişkin aldığım notlardan sizlerle paylaşmak istediklerimi sıralamam gerekirse şunları söyledi:

Bağımlılık, günümüzün en önemli problemlerinden biridir.

Bağımlılık, bireyin beyninin esir alınması, ipotek altına girmesidir.

Bağımlılık, psikolojik yönleri olan bir hastalıktır.

Alkol, madde ve teknoloji bağımlılığı günümüz bağımlılıklarının en önünde yer almaktadır.

Bağımlılık, sömürgeci ülkelerin gelişmekte olan ülkeler üstüne yürüttüğü bir projesidir.

Toplumun her kesimi, mutlaka bağımlılıktan nasibini almaktadır.

Madde bağımlılığı sigara ile başlamaktadır.

Her sigara içen madde bağımlısı olmaz ama her madde bağımlısı mutlaka sigara ile başlar.

Madde bağımlılığının kalıtımla alakası vardır. Çünkü, madde kalıtım yoluyla bebeğe de geçer.

Hocamız bu konuya dair birçok örnekler vererek bakış açımızın genişlemesini sağladı.

Dedim ya, biz sadece madde bağımlılığını biliyorduk ama gelişen teknolojinin, yeni bağımlılık türlerini ortaya çıkardığının farkına vardık.

Çok masum gibi görünen ama bizim adını koyamadığımız alışkanlıklarımızın zamanla nasıl bağımlılığa dönüştüğünü ve yaşantımızı değiştirdiğini göremiyorduk. Bunun en önemli göstergelerinden biri olan teknolojinin hayatımızı nasıl etkilediğinin farkında olmadığımızı söyleyebilirim. Evinizden çıkarken içinde kimsenin duymaması, bilmemesi gereken özel hiçbir bilginizin olmamasına rağmen cep telefonunuzu unuttuğunuzda ne hissediyorsunuz? Yaaa önemli değil, bugün de evde kalsın, mı diyorsunuz, yoksa hemen dönüp almayı mı düşünüyorsunuz? Sanırım, hepimiz en yakın mesafeden geri dönüp telefonumuzu almayı ve cebimize koymayı düşünürüz. Demek ki telefon alışkanlığımız, artık bir bağımlılığa dönüşmüş durumda.

Çocuğumuzun internet kafede takılmasını istemeyip eve bilgisayar alıp internet bağlattığınızda bunun çocuğumuzda bir bağımlılığa dönüşebileceğin hiç düşündünüz mü? Saatlerce bilgisayarın başından kalkmayan çocuğunuzu kontrol etme şansınız var mı?  Buna, evet cevabını verirseniz bilin ki sadece kendinizi kandırıyorsunuz.

Olmadığında hayatımızı olumsuz etkileyen alışkanlıklarımız artık bağımlılık kategorisine girmiştir.

Sayın hocamız Balcıoğlu’nun önemle vurguladığı konu; her bağımlılığın zor da olsa mutlaka bir tedavisinin var olduğu ama asıl olanın hiç bağımlı olmamak olduğudur. Bunun için de bilinçli aile yapısının önemli olduğu sözü, referansımız olmalıdır.

Alışkanlıklarımız, çocuğumuza mutlaka bulaşır. Bizi her akşam kitap okurken gören çocuğumuzun eğilimi kitap okumaktan yana, sigara içerken gören çocuğun eğilimi sigara içmekten yanadır. Sigarasının dumanını yüzünüze üfleyerek: Sigara sağlığa zararlıdır, diyen doktorun sözünün güvenilirliği hiç olmaz.

Çağımızda teknolojinin hızla geliştiği, sürekli yeni teknolojik aletlerin çıktığı bu günlerde bunlardan uzak durmak hiç de kolay değil… Bize düşen görev, bizi sanal bir zincirle kendine bağlayıp hayattan, hayatın güzelliklerinden uzak tutan bu ürünlere karşı yeteri ve gereği kadar duyarlı olmaktır. Hayat, sadece ekran olmamalıdır. Duyarlı toplum ve duyarlı bireyler daha adil bir düzenin lokomotifidir.

Böylesine önemli bir konuda farkındalık yaratan derneğimize teşekkür ediyorum..

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL