Güncel Köşe Yazısı

UMRE

Rahmetli annem, namaz kılacağı zaman odada ne kadar resim varsa kapatır veya ters çevirirdi. Nedenini tam olarak bilmiyorum. Belki de o zamanlar namaz, bir gösteriş vesilesi değil; Allah ile kul..

UMRE

Rahmetli annem, namaz kılacağı zaman odada ne kadar resim varsa kapatır veya ters çevirirdi.
Nedenini tam olarak bilmiyorum. Belki de o zamanlar namaz, bir gösteriş vesilesi değil; Allah ile kul arasında, tertemiz bir ibadetti.
1980’li yıllardı…
Genç bir arkadaşımız vefat etmiş, cenazesine gitmiştik.Ailesi onun resmini bastırmış, hepimizin yakasında arkadaşımızın resmi vardı.İmam geldi, “Çıkarın resimleri!” diye bağırdı.
Tek tek bütün resimleri mecburen çıkardık.
Günümüzde ise teknoloji çok şeyi değiştirdi.
Camilerden canlı yayınlar, “Biz buradayız, siz neredesiniz?” der gibi çekilmiş boy boy fotoğraflar…Namaz artık Allah için değil de millet için kılınıyor sanki!
Geçen pazar akşamı haberleri dinliyorum.
Memlekette 18 milyon kişi yoksul, 5 milyona yakın hane sosyal yardım alıyormuş.Bir kedi maması almaya bile yetmeyen, aylık 90 ile 100 lira arasında yapılan şartlı eğitim yardımını da 1 milyon 116 bin civarında öğrenci alıyormuş.
0 sırada bir reklam dikkatimi çekti:
“Fırsat sezonunda umre fiyatları!”

Merak edip baktım: 50 bin liradan başlayıp 150 bine kadar çıkan ekonomik ve “sömestir tatili” umre turları…
Öğrencilerin tatilini bile “umre fırsatı”na çevirmişler.
“Kâbe’ye sıfır otel”, “beş yıldızlı konaklama”, “VIP koltuklu ulaşım”…
Güzel dinimizi ne hâle getirmişler!

Hâlbuki dinimiz der ki: “Her iki hayırlı ameli bir arada yapmak mümkün olmazsa, başkalarına da faydalı olan ameli yapmak daha faziletlidir.
”Memlekette o kadar zengin var ki, sadece zekâtlarını inancımıza göre dağıtsalar, yoksul kalmaz.

Lafa gelince, “Allah kimini varlıkla, kimini yoklukla imtihan eder” diyoruz. Ama varlıklılar imtihanını doğru verseler, yoksullara zaten imtihan kalmayacak.

Bir de moda çıkardılar:
“Kâbe’den selam!”
Körler, sağırlar birbirini ağırlar misali…
Memleket öyle hâle geldi ki,Nasıl anlatsam bunu size!

Temel ile Dursun bir evi soymuşlar.
Tam çıkışta bekçiyle karşılaşmışlar.
Başlamışlar kaçmaya.
Bekçi yorulmuş, son bir umutla
“Kaçmayın lan, O… çocukları!” diye bağırmış.
Temel dönmüş Dursun’a:
“Sen kaç, kendini kurtar. Bekçi beni tanıdı!” demiş.
O misali , kaçma lan diye bağırsan ! duracak milyonlarca insan var memlekette!

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL