Ülkemizi terör örgütleriyle kuşatma, rejimlerle tehdit etme, ekonomik tuzaklarla tökezletme peşinde olanlara inşallah aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Şu ana kadar 4 milyon mülteci bizim ülkemizde. Şimdide 1,5 milyon mülteciyi sınırlarımıza sürmek..
Ülkemizi terör örgütleriyle kuşatma, rejimlerle tehdit etme, ekonomik tuzaklarla tökezletme peşinde olanlara inşallah aradıkları fırsatı vermeyeceğiz.
Şu ana kadar 4 milyon mülteci bizim ülkemizde.
Şimdide 1,5 milyon mülteciyi sınırlarımıza sürmek suretiyle bize bir yük daha getirmek istiyorlar diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
Sınırlarını göçmenlere karşı kapalı tutan Avrupa ülkelerine seslenerek;
Türkiye bu yeni göç dalgasını kaldıracak durumda değil.
Eğer bu yük paylaşımına Batı girmezse sınır kapılarını açarım dedi.
Cumhurbaşkanımızın bu seslenisine duyarsız kalan Avrupa ya karşı
Türkiye, 2020 yılının mart ayında sınır kapılarını açtı.
Fakat, göçmenlere karşı, başta Yunanistan olmak üzere Avrupa ülkeleri çok katı kurallar uyguladı.
Botlar batırıldı, dur ihtarına uymayanlar vuruldu, canlı yakalananlar çırılçıplak geri gönderildi.
Yüz binlerce göçmen aç, susuz sınır kapılarımızda beklerken tüm dünya Covid-19 denilen hastalıkla karşı karşıya kaldı.
Bir anda ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısının barındıramaz denildiği 5, 5 milyon civarında göçmen hem ekranlardan, hem gündemden kayboldu.
Aradan 5 yıl gibi bir zaman geçti. Afganis” dan , İran’dan, Filistin ‘den milyonlarca göçmen daha sığınmacı veya kaçak yollardan ülkemize geldi.
Bunu Türkiye’nin arama kurtarma ekibi ( AKUT) başkanı olarak yakından tanıdığı, dağcı ve yazar Nasuh Mahruki şu şekilde dile getirdi:
Türkiye’de 12-13 milyon sığınmacı var. Çoğu Pakistan’dan geliyor. 23-25 yaşında gencecik insanlar. İran sınırından 3 bin kilometre yürüyerek geliyorlar. Bunlar sığınmacı değil, potansiyel yabancı asker.
Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa ile Kurtuluş Savaşı verdiğimizde 400 bin işgalci düşmanı 3,5 senede zor attık.
Bu kadar mülteciyi nasıl atacağız artık.
Yine, halen tutuklu gazeteci yazar Fatih Altaylı ; Afganistan’dan kalkıp 500 bin kişi Türkiye’ye gelmeye halen devam ediyorsa, bunlar göçmen değildir. Bunlar savaştan kaçan adam değildir. Savaştan kaçan adam en yakın ülkeye kaçar. Bu kadar yolu geçip de buraya gelmez diyerek korkularını dile getirdi.
Araştırmacı gazeteci ve yazar Yılmaz Özdil ; Türkiye’ ye kaçak yollardan 8 milyon mülteci girmiş. 2 milyon mültecinin kimliği belirsiz. En az bir milyon mültecinin hangi şehirde yaşadığı, adresi bile bilinmiyor.
Sarıyer’in nüfusu 335 bin, Kadıköy’ ün nüfusu 480 bin, Bakırköy’ ün nüfusu 225 bin, Beşiktaş’ ın nüfusu 175 bin kişiyken, sadece İstanbul’ da 1 milyon 600 bin mülteci yaşıyor.
Böyle giderse İstanbul’ da Şam’ın nüfusundan bile fazla suriyeli olacak.
Bağcılar’da, Fatih’ te suriyeli mahallesi var.
Peki, bu tehlike karşısında, her fırsatta biz Atatürk’ün partisiyiz diyenlerin ağzında niye tek kelime yok?
Milliyetçiler de, Cumhuriyetçiler de, ülkücülerde tek kelime yok.
İstedikleri zaman birbirlerini düşman masa ilan eden, istedikleri zaman aynı masada kol kola oturan siyasi çarkın tek amacı, yapay gündemlerle çoluk çocuğumuzun geleceğini tehdit eden mülteci sorununun önünü kapatmak.
NE yapacağız peki!
Bana göre Atı alan Üsküdar’ı geçti. Ne siyasilerin, ne toplum olarak bizlerin yapacağı hiç bir şey yok artık.
Tek umudumuz ; evvelsi gün bir şehidimizi ebediyete uğurladık. Dün akşam evlerindeydim. Terhisine 55 gün kalan kardeşi bile, Başkanım ne olur ben askerliğime devam edeyim diyor.
Bu millet böyle ve ruhunda o aşk, o heyecan,o coşku var.
Hep deriz ya ” bir ölür bin diriliriz ”
Dünyada Türk Milletinden başka bu kadar kısa sürede, bu kadar çok saldırıya maruz kalıp da ayakta kalabilecek başka bir toplum var mıdır.! Diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.
Gerçekten dünya lideri olmak istiyorsan , bu TÜRK milleti 21 yıldır sorgusuz sualsiz arkanda.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)