Memlekette bir kesim var, bize, güzel bir gelecek vaat edip, kendileri gül gibi yaşıyor . Memlekette bir kesim daha var, güzel günleri beklerken, gün yüzü görmeden ölüp gidiyor. Maalesef, siyasetin..
Memlekette bir kesim var, bize, güzel bir gelecek vaat edip, kendileri gül gibi yaşıyor .
Memlekette bir kesim daha var, güzel günleri beklerken, gün yüzü görmeden ölüp gidiyor.
Maalesef, siyasetin gerçeği bu! her şey çıkar üzerine kurulu.
Düşünsenize, daha bundan 100 yıl önce, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları yoktan bir Cumhuriyet, bir Devlet kuruyor.
Adına da Türkiye Cumhuriyeti Devleti diyor.
Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun , ekonomik zaferlerle desteklenmezse kısa zamanda söner diyen Atatürk;
Neredeyse iç ve dış sermayesi tamamen yabancıların elinde olan memleketi 10 yıl gibi kısa bir zamanda, içeride ve dışarıda yaptığı milli girişimler, milli fabrikalar, milli sanayi ve milli üretimle dünyanın gözdesi haline getiriyor.
Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız.
Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.
Milli kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız diyen, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra,
Aradan geçen 87 yıl içinde Cumhuriyetin bütün kazanımlarını kaybettik.
Neredeyse iç ve dış sermaye tekrar yabancıların eline geçmiş. Türkiye genelinde yılın ilk beş ayında yüzlerce firma iflas etmiş.
Köprüler, hava limanları gibi yatırımlar hep yolcu garantili verilmiş.
Sadece Ankara’da, 8 yıl için 46 milyon yolcu garantisi verilen Yüksek Hızlı Tren Gar’ından Ancak 17 milyon civarında yolcu geçmiş.
Devlet, aradaki fark için kasasından 2,7 milyar para vermiş.
Böyle olunca 2018 yılında 70 milyar faiz ödeyen Türkiye
2023 yılında 600 milyar faiz,
2024 yılında 1,2 trilyon faiz ödemiş.
2025 yılında ödenecek faiz şimdiden 2 trilyon lira.
Ayrıca sayıları her yıl milyonlarca artan göçmenler.
Bunlarında hepsi bakım garantili.
Emekliye, emekçiye gelince herkes başının çaresine baksın.
Peki, kim suçlu bundan!
Bakarsan kimi Atatürk’ün partisi, kimi ilahiyatçı, kimi milliyetçi.
Hep beraber adım adım memleketi bu duruma getirdiler.
Fakat bize verdikleri umutlar hiç değişmiyor!
“Her şey çok güzel olacak.
Ver yetkiyi, gör etkiyi.
Milli şuur milli hamle
Türkiye hepimizin”
Kendileri 200 bin lira, en düşük emeklisi 125 bin lira maaş alanlar, bize güzel günler vaat ediyor.
Peki ne zaman gelecek güzel günler!
Ben de, kutsal toprakları gezmek, ben de, eşime, dostuma Kabe’den selam göndermek istiyorum.
Bende, bir gün markete gidip, hiç fiyatlarına bakmadan gönlümce sepeti doldurmak istiyorum!
Türklerin tarihini konu edinen araştırmacı yazar, Türkolog, şair, düşünür ve öğretmen olan Hüseyin Nihal Atsız;
Ortak düşüncesi olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türküsü alır yürür demiş.
Geldiğimiz noktada ortak hiç bir ortak değerimiz kalmadı. Birlikte büyüdüğümüz insanların bile, kimisi eskiyi sahiplenmiş, kimisi yeniyi.
Halbuki eski de bizim, yeni de bizim, gelecek de hepimizin olmalı.
Nasıl bir millet olduk bilmiyorum.
Nurcu oluyoruz, Arapçı oluyoruz, Moskofçu oluyoruz, teröristleri, çocuk katillerini af ediyoruz,
Fakat, bir türlü birbirimizi sevemiyoruz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)