GÖREV ŞUURU, TEBLİĞDE DİN DİLİ…

Giresun İl Müftülüğün Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle (14 Ekim Salı günü Giresun’da) “GÖREV ŞUURU, AİLE VE NAMAZ” mevzulu bir konferans tertip etmiş bulunuyor…
Hatip:
– Doktora tezi “Hz. Peygamber’in savaş stratejisi”, Yüksek Lisans tezi “Hz. Peygamber zamanında mescidin fonksiyonu” olan,
– Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi, değerli ilim ehli, Hz. Peygamber (sav) aşığı Prof. Dr. Mustafa Ağırman..
**
Sayın Mustafa AĞIRMAN Hocanın (dinleyicilerin ekserisinin Müftülük personeli olan, bir manada adeta personel eğitimi mahiyetindeki) sohbetinden kısa, öz ve çarpıcı notlar:
– Besmele, Hamdele ve Salveleyle söze başlıyor..
– “Yarattığı mahlûkat içerisinde bizi insan olarak yaratan, insanlar arasından da alıp bizi iman ve İslam şerefiyle şereflendiren, bizi müminlerin Müslümanların arasından alıp kendi kitabına muhatap kılan, sevgili peygamberiyle bizleri tanıştıran, peygamberin makamı olan mihrapta, minberde, kürsüde bizi görevlendiren Allahu Teâlâ’ya hamd olsun” derken; din gönüllülerinin vasıflarını ve sorumluluklarını veciz şekilde vurgularken aynı zamanda hatırlatıyor!..
– Konferans kelimesini biraz soğuk bularak konferans yerine sohbet kelimesini tercih ediyor..

– Konuşulan mevzuya ve hatibe saygının gereği olarak lütfen telefonları (sessize değil) kapatın… Telefonun kapatılması meselesini sizler de (camide vaaz ve sohbetlerinizde) lütfen cemaatinize kırmadan, incitmeden anlatınız… Bu konuda asla ve kat’a taviz vermeyelim.. Derler ki İslâm’ın şartı beştir; altıncısı haddini bilmektir. Bir yedincisi daha vardır ki o da haddini bilmeyene haddini bildirmektir!..

– Sevgili peygamberimiz bu dünyada 63 sene yaşadı… 63 senenin 53 senesi Mekke’de 10 senesi Medine’de.. 53 senelik Mekke hayatının 40 senesi peygamberlikten önce 13 senesi peygamberlik dönemi.. Peygamberimizi kendi yakınları anlayamadı; Kureyş kabilesi, Haşimoğullarının bir kısmı kendi içlerinden çıkan bir cevheri idrak edemediler…

– Okuyuşunuz güzel olsun, sözünüz de güzel olsun.. Sesimiz güzel olmayabilir ama makamımız nefretî makamında olmamalı…
– Konuşurken siyaset dilini kullanmayın, din dilini kullanınız… Nefret dili değil rahmet dilini kuşanın.. Nedir siyaset dili?.. Siyaset dili, hakaret, ötekileştirme..
– Vaaz ediyorsanız ezan okunmadan, ezandan önce Fatiha deyiniz..
**
– Görev şuuru; Peygamber (sav) Efendimiz’in ahlâkını kendine rehber edinmekle başlar…

– Peygamberimiz İslâm’ı nasıl anladı, nasıl anlattı, nasıl yaşadı ise; bizler de öyle anlamalı, öyle anlatmalı, öyle yaşamalıyız.. Her söz, güzelliklerle tezyin edilmeli, her nasihat hikmetle buluşmalıdır. Din görevlisi ve gönüllülerimizin dili yumuşak, gönlü geniş, sözü tatlı olmalıdır.”
*
✅ “Yaptığınız işi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever.” (Bakara Sûresi, 195.)