Halk arasında bir kıssadır, anlatılır. Netice itibarıyla, anlatılan her kıssa bir olaya mebnidir ve hisse almak içindir. Önce kıssa’yı anlatalım, sonra hisse alalım. Avcılığı ile meşhur olan bir kral, her..
Halk arasında bir kıssadır, anlatılır. Netice itibarıyla, anlatılan her kıssa bir olaya mebnidir ve hisse almak içindir. Önce kıssa’yı anlatalım, sonra hisse alalım.
Avcılığı ile meşhur olan bir kral, her hadiseyi “vardır bunda da bir hayır” diyerek yorumlayan çocukluk arkadaşı ve yaverinin de aralarında bulunduğu av ekibiyle bir gün ava giderler. Avlanma esnasında her nasıl olursa olur, kazaen patlayan kurşun kralın sağ el başparmağını koparır. Kral, kopan parmağının dayanılamaz acısı içinde feryad-ü figan ederken, yaveri: “sakin olun kralım, vardır bunda da bir hayır” deyince, kral fena halde sinirlenir, yeter bu kadar sabır. Senin kırdığın yumurta kırkı çoktan geçti yaver bey, çocukluk arkadaşım der ve adamlarına talimat vererek, yaverini hapse attırır. Yaver hapse atılışını da sükûnetle karşılar ve mırıldanır: “vardır bunda da bir hayır kıral efendi” der.
Gel zaman git zaman, kral av ekibi ile yine ava gittiği bir günde, farkında olmayarak, yamyamların idaresindeki komşu ülkenin topraklarına girer. Girer girmez de, o ülkenin güvenlik görevlilerince anında yakalanıverirler. Yamyamlar, topraklarına giren yabancıları “etini yiyerek “ cezalandırdıklarından, ekipteki avcıları etlerini yemek üzere elini-ayağını bağlayarak etkisiz hale getirmeye başlarlar. Sıra krala gelince, boğuşma esnasında, başparmağı olmadığını fark eden yamyamlar, kralı vücut organlarında eksiklik olanları töre gereği yemediklerinden serbest bırakırlar. Adamcağız korku ve panik içinde saraya döner, ama aylarca olayın şokunu atlatamaz.
Kral, zaman içinde başından geçen bu korkunç hadiseyi derin derin düşünürken, 3-5 günlüğüne, ders verme amaçlı hapsettirdiği, ancak yaşanan olaylar nedeniyle unutulduğundan, aylarca hapiste kalan yaveri aklına düşer ve derhal serbest bıraktırarak huzuruna getirtir. Ve kral başlar yaşadıklarını arkadaşına anlatmaya… Ne var ki, bu hadise karşısında da yaverin tavrı ve yorumu yine değişmez, gayet sakin bir eda ile der ki: “vardır bunda da bir hayır.”
Kral biraz üzgün, biraz heyecanlı ve son derece hırslı bir şekilde sorar yaverine: “Sen nasıl insansın be adam? Her olayın sonunda hep aynı cümleyi tekrarlıyorsun. Seni bir türlü anlayamıyorum. Allah aşkına şunun sırrını anlat ki, belki biraz rahatlayıveririm.” Yaver sükûnetle başlar anlatmaya ve der ki: “Bunda anlamayacak ne var kralım. Av esnasına parmağının kopması senin için hayra vesile oldu, zira parmağın kopmasaydı yamyamlara yem olacaktınız. Hapse girmem benim için hayra vesile oldu, zira hapiste olmasaydım, yanında bulunacaktım ve yamyamlar beni de yiyeceklerdi.”
Bizler bilsek de bilmesek de, elbette her olayda bir hayır mutlaka vardır. Yüce Mevlâ’mız Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ya: “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir, siz bilemezsiniz, ben bilirim…”
Allah’a teslimiyet Müslümanların hayatında önemlidir, mihenk taşıdır. Mevlâ’ya teslimiyetin sadece söz ile değil, kavil ve fiil ile olması kaçınılmazdır. Bu meyanda, hayatın akışı içinde yaşanan olayları iyi-kötü, faydalı-zararlı, hayırlı- hayırsız vs şeklinde değerlendirirken bunları göz önüne almak, değerlendirmeleri buna göre yapmak kalite belgemizdir, iman ölçütümüzdür.
Yaşanana tüm olaylara bir de bu açıdan bakmakta ve yaşadığımız hadiseleri, olayları değerlendirme yaparken bu gerçeği göz önünde bulundurmakta faydalar vardır. Nihayetinde insan oğlunun aklı da sınırlıdır, firaseti de sınırlıdır. Halbu ki, Allah’ın kudreti, gücü, ilmi sınırsızdır, sonsuzdur.
Selam ve dua ile…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)