İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu; yaklaşık üç aydır tutuklu olduğu Silivri cezaevinden bir açıklama yapmış. ” Kürt meselesinin çözülmesi için, gereken adımların TBMM’de kurulacak bir komisyonla aciliyatla atılması gerektiğini..
İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu; yaklaşık üç aydır tutuklu olduğu Silivri cezaevinden bir açıklama yapmış.
” Kürt meselesinin çözülmesi için, gereken adımların TBMM’de kurulacak bir komisyonla aciliyatla atılması gerektiğini düşünüyorum” demiş.
Halbuki, Ekrem İmamoğlu tutuklandığı günden beri milyonlarca Türk genci, yaşlısı, hastası, İmamoğlu’na özgürlük. Hak, hukuk, adalet diye sokaklara çıkmış,
Günlerce dayak yemiş, sürüklenmiş, tutuklanmıştı.
Bütün bu Türk çocuklarının hakları, enflasyon karşısında ezilen emeklilerin, asgari ücretlilerin hakları dururken İmamoğlu’nun aklına Kürt sorunu gelmiş.
Yıllardır anlamakta zorlanıyorum! Bunun için bin defa yazdım.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sonunda çizdiği Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde hangi Kürt, hangi Laz, hangi Gürcü, hangi Çerkez, hangi Boşnak, hangi Yahudi istediği şeyi olamadı?
Hangisi savcı, hangisi doktor olamadı.
Hangisi Vekil, hangisi Başbakan olamadı!
Hangisi Zengin, hangisi sanatçı, hangisi futbolcu olamadı?
Acaba, insanların yaşadığı ihtişamlı lüks hayat özlemi, bütün ahlaki ve milli değerlerden daha mı ağır basıyor?
İmam hatip mezunu bir sporcum vardı. Erzurum’da bekçilik Sınavına girecekmiş. Beni aradı; hocam yol param varda, yemek parası için 300 lira verebilirmisin dedi.
İçim cızz etti. Oğlum nerede kalacaksın. Nerede yatacaksın. 300 lira ile bir tabak yemek bile yiyemezsin dedim.
Hocam, günlük gidip geleceğim, bir tabak yemek yeter bana dedi.
İhtiyaçlarını kendi hesabımıza göre ayarlayıp gönderdik Erzurum’a.
Sınav sonuçları açıklandı,; kazanamamış!
İnsanlığına, kişiliğine kefil olduğum bir çocuk, boy var, yakışıklılık var, atletik performans var, karakter var.
İmamhatip mezunu olması ayrı bir avantaj diye düşünmüştüm.
Hayret ettim!
Yok be hocam, imamhatip mezunu olsam ne olacak, bizim gibi garibana, işinde gücünde olan insana kim bakar, herkesin adamı var dedi.
Mesele, imamhatip meselesi, Kürt meselesi değil aslında!
Fakat, bunu kime anlatacaksın!
Bir tarafta, yıllardır 7 yaşından 70 yaşına kadar örgütlenen, yapılanan, yarınlar için sürekli teşkilatlanan hiyerarşik bir sistem!
Bir tarafta boş boş konuşan, vaat eden, sokaklarda, kafelerde, ayak üstü konuşarak çözüm üreten, iş çıkara gelince birbirine düşman bir sistem!
Atatürk’ün hiç bir değerine, hiç bir inkılâbına sahip çıkamamış, fakat her fırsatta biz Atatürk’ün partisiyiz denilen sistem;
Atatürk size parti teslim etmedi ki!
Memleket teslim etti.
Cumhuriyet teslim etti.
Laiklik teslim etti.
Bu memleketin Çocuklarını, Türk gençliğini emanet etti.
Hiç birinizin bu değerlerden haberi bile yok.
Sizin derdiniz, Memleket yansın, parti yaşasın.
Yangın demişken memleketimizde 150 noktada birden başlayan bir yangın var.
Donanımlı bir yangın söndürme uçağı 300 milyon Türk lirası.
Sadece Turizm bakanının Yatının fiyatı ; (Ben okuyamadığım için rakam olarak yazıyorum) 1 260 000 000 Türk lirası!
Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş’ ın kızı Merve Safa’nın dediği gibi, Ben de, ” insanlar aç ” söylemini reddediyorum.
Kimini varlıkla sınar Rabbimiz, kimini darlıkla!
Ölümünden 87 yıl sonra tek umudumuz, yine, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk.
Unutma ATAM!
“Benim naciz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştin!
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)