Güncel

7 TİS’te Sefalette Anlaşanlara Karşı Emek Mücadelesinin Kazanması İçin Birleşelim!

KESK Giresun Şubeler Platformu adına Dönem Sözcüsü Yıldıray Bıçak, kamu emekçilerinin ve emeklilerin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekerek, toplu sözleşme sürecine ilişkin kapsamlı taleplerini içeren aşağıdaki açıklamayı kamuoyuyla paylaştı:

7 TİS’te Sefalette Anlaşanlara Karşı Emek Mücadelesinin Kazanması İçin Birleşelim!

”4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin önemli bir aşamasındayız.  Mevcut iktidar işçilerden, emekçilerden, günden güne  yoksullaştırılan milyonlardan adım adım kopmuştur. Geldiğimiz yerde bu iktidar için önemli olan tek şey sermayenin, patronların yandaşların çıkarlarıdır. Bu durum kaçınılmaz olarak sözleşme süreçlerine de yansımaktadır.  Bu tutumun yansıdığı sözde  toplu sözleşmelerle geldiğimiz yer ortadadır. Bugün geldiğimiz noktada; başta derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik, angarya çalışma, vergi yükü,  kamuya girme ve görevde yükselmede mülakat, torpil ve ayrımcılık gibi yüzlerce  sorun ile karşı karşıyayız. Tüm bunlara rağmen çalışanı ve emeklisi ile 6,5 milyonluk devasa bir kitle olarak  “toplu sözleşme” adı altında bir kez daha İktidar-Hakem-Yandaş yapıdan oluşan Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedilmek isteniyoruz.  Dolayısıyla bir kez daha altını çiziyoruz. Gerçek, evrensel, bir  toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, tüm haklarımızın işverene ve onun konfederasyonuna-sendikalarına teslim edildiği, bizlerin yok  sayıldığı bu oyun devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir.   Gerçek Bir Toplu  Sözleşme Düzeni Grev Hakkı Olmadan Düşünülemez!Bunun için öncelikle;      Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle,  evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış,  kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. Toplu sözleşme masasının eğitim emekçileri, öğretmenler başta olmak üzere kamu emekçilerinin önemli bir bölümünün yıllık izinlerini kullandığı Ağustos ayında değil,  bütçe  dönemine denk gelen Eylül, Ekim aylarında kurulmasını istiyoruz.  İnsanca yaşamaya yetecek bir  ücret istiyoruz! Bunun için gayet net bir talepte bulunuyoruz. Hiçbir  kamu emekçisinin maaşı yoksulluk sınırı altında kalmasın, en düşük maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarın diyoruz. Bunun için kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin talebimizi ikili sunuyoruz.

  1. Haziran itibari ile yoksulluk sınırı 85 bin TL,  evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu en düşük kamu  emekçisi maaşı ise Haziran 2025 itibari ile 43 bin 690 TL’dir. Kamu  emekçilerinin her gün yoksullaştığı koşullarda maaş zammı 6 ay sonrasını beklemeden hemen bugün yapılmalıdır. Buna  göre en düşük kamu emekçisi maaşı Temmuz 2025 itibari ile 85 bin TL olan yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı yani %94 artırılmalıdır. Bu artış  oransal olarak tüm kamu emekçilerinin Temmuz 2025 maaşlarına yansıtılmalıdır.İşin  özü tüm kamu emekçilerinin Haziran’da aldıkları maaşlarının Temmuz 2025 itibari ile %94 artırılmasını talep ediyoruz.

YA  DA

  1.    Temmuz 2025 itibari ile evli, eşi çalışmayan, 2 çocuklu en düşük kamu

emekçisi maaşı 50 bin 460 TL’dir. Mevcut ekonomik tablo Haziran 2025 itibari ile 85 bin TL olan yoksulluk sınırının 6 ay sonra yani Ocak 2026 itibari ile en az 100 Bin TL’ye ulaşacağını göstermektedir.Buna  göre Temmuz 2025 itibari ile 50 bin 460 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı Ocak 2026 itibari ile en az 100 bin TL olacağını tahmin ettiğimiz yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Yani %98 artırılmalıdır. Bu artış oransal  olarak tüm kamu emekçilerinin Ocak 2026 maaşlarına yansıtılmalıdır.Kısacası  tüm kamu emekçilerinin Temmuz 2025 itibari ile aldıkları maaşlarının Ocak 2026  itibari ile %98 artırılmasını talep ediyoruz. Her  iki durumda da

Tüm kamu emekçilerine brüt 18 bin 682 TL olarak verilen ilave  seyyanen ödenek tutarının taban aylık katsayısına dâhil edilmesini, mevcut emeklilerin aylıklarına yansıtılmasını istiyoruz.  Eş yardımının 4 bin TL’ye, birkaç günlük bez, mama harcamasına  dahi yetmeyecek kadar trajikomik seviyede olan çocuk yardımının her çocuk için 5 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.    Konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine büyükşehirler için 13  bin 500 TL, diğer şehirlerde ise 11 bin TL Kira Desteği verilmesini istiyoruz.  Talep  ettiğimiz bu tutarların her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranında  güncellenmesini istiyoruz. GERÇEK BİR REFAH PAYI istiyoruz. Bunun için her  üç ayda bir açıklanan ekonomik büyüme oranında refah payı istiyoruz.

  • Maaşlarımızdan kesilen Gelir Vergisi adaletsizliğine son  verilmesini, 1. dilim oranının %15 ten %10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan ücretlerden kesilen Gelir Vergisi’nin bu oranda sabitlenmesini istiyoruz.
  • Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez net maaşı tutarında ikramiye  verilmesini istiyoruz.
  •      Geçtiğimiz yılı “emekli yılı” ilan edenler attıkları her adımda  milyonlarca emekliyi daha fazla sefalete sürüklemiştir. Bu nedenle ne yazık ki emekçiler yaş haddine kadar çalışmak, hatta yaş haddi sınırının  yükseltilmesini talep edecek noktaya gelmiştir.

Bunun için  5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na tabi kamu emeklileriyle, 2008 sonrası işe girerek 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan kamu çalışanları arasındaki emeklilik yaşı, maaş bağlanma oranı ve emekli aylıkları arasındaki uçurum  derhal giderilmelidir.  Aynı işi  yapan, benzer hizmet süresi olan kamu emekçileri arasında sosyal güvenlik hakkı bakımından bu denli derin adaletsizlikler kabul edilemez! Sosyal güvenlik  sisteminde hakkaniyet sağlanmalı, tüm kamu emekçileri için eşit, adil ve insanca bir emeklilik hakkı hayata geçirilmelidir.

  •      İktidar bu yılı ise  “aile yılı” ilan etmiştir. Yıllardır kamu kreşlerini “tasarruf”  gerekçesi ile tek tek kapatanlar, 2008 yılında 497 olan kamu kreşi sayısını 2016 yılında 56’ya kadar düşürenler şimdi de bize adeta ölümü gösterip sıtmaya razı  etmeye çalışmaktadır.

Yarı zamanlı  çalışma adı altında özellikle kadınlara yarım bir hayat dayatılmaktadır. Esnek, kuralsız, güvencesiz istihdam en başından beri ayrımcılık ve mobbing kıskacına alınan kadınlar üzerinden daha da  yaygınlaştırmak istenmektedir.

  •      Bizler yarı zamanlı çalışma, yarım maaş, yarım sigorta, yarım derece ve  kadro değil tüm kamuda ücretsiz, nitelikli, anadilinde, tam zamanlı yani 7/24 hizmet veren kreşler açılmasını istiyoruz.
  •      Bu kamu kreşleri açılıncaya kadar kamu emekçilerine 0-6 yaş  arasındaki her çocuk için Temmuz 2025 itibari 7.500 TL tutarında kreş desteği verilmesini istiyoruz.
  •      Gelişmiş pek çok ülkede çalışanların yeterince dinlenebilmesi,  kendini yenilemesi, çocuklarına vakit ayırabilmesi için haftalık çalışma saatleri düşürülüyor. Biz de haftalık çalışma süremizin 30 saate düşürülmesini

istiyoruz.

  •     İşyerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine Temmuz 2025 itibari ile aylık 7.000 TL yemek yardımı,
  •      Tüm kamu emekçilerine işe geliş gidişlerinde ücretsiz servis,  servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı verilmesini istiyoruz.
  •     Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metreküp doğalgaz üzerinden yakacak  desteği,
  •    Göreve yeni başlayan kamu emekçilerine iki maaş tutarında “Hoş Geldin İkramiyesi” verilmesini istiyoruz.
  •    Seçim öncesi  verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını,  Unvan, kadro ya da hizmet sınıfı ayrımı yapılmaksızın, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini istiyoruz.

Güvenceli  İstihdam, Güvenli Gelecek İstiyoruz!

  •      Ücretli, vekil, taşeron ya da sözleşmeli adı ne olursa olsun  güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz.
  •      Kamu hizmetlerinde niteliği düşüren, kamu emekçilerini birbirinin rakibi haline getiren performans, esnek çalışma gibi uygulamalara son  verilmesini,
  •    Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden  edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini istiyoruz.

Demokratik,  Adil Bir Çalışma Yaşamı İstiyoruz!

  •      İşe almada ve görevde yükselmede-unvan değişikliğinde mülakatın  kaldırılmasını, kariyer ve liyakatin esas alınmasını,
  •  Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikal  hak ve özgürlüklerin önünün açılmasını, sendikal ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz.
  •      Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son  bulmasını,
  •      İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesih edilmesinin iptal edilmesini,  190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını,
  •      Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını ve bakım emeğinin  paylaşılmasını gündemine alan bir sosyal politika ve bütçeleme çerçevesi oluşturmasını istiyoruz.
  •      Doğum öncesi ve sonrasında izinlerin ebeveyn ve çocuklar lehine  düzenlenmesini, doğum öncesi 8, doğumdan sonra 24 hafta analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn iznine yer verilmesini,
  •      İstihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliğinin  sağlanmasını İSTİYORUZ.
  •   Özelleştirmelere son verilmesini,
  •   Kamu yatırımlarının artırılmasını, Kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini,  Kamu kaynaklarının, faiz ve Kamu Özel İşbirliği, Yap İşlet Devret adı altında sermayeye aktarılmasına son  verilmesini
  •  Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergiler düşürülmesini,
  • Servet, faiz ve kar gelirlerine tanınan ayrıcalıkların  kaldırılmasını, belli bir düzeyin üzerinde serveti olanlara Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz.

Son olarak tüm buradan tüm kamu emekçilerine  sesleniyoruz. Yıllardır devam eden garabet sistemin bir aparatı  olanların çözümün adresi olması mümkün değildir. Dolayısıyla çare mevcut iktidar blokunun, iktidar  ittifakının sendikal alana yansımasından ibaret olanlar değildir.

Tek çare vardır. O da emek karşıtı bu düzende hangi  sendikanın üyesi olursa olsun yıllardır kaybedenlerin yan yana gelmesi, omuz omuza vermesinden geçmektedir.

Grevli Gerçek Bir Toplu İş Sözleşmesi, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı ve Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti İçin mücadelede birleşmekten geçiyor.

Biz KESK olarak bu mücadeleyi daha da büyütmek için,  tarafları belli, tek ayaklı masaların değil emekçilerin gerçek taleplerini  kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.” Dedi

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL