KESK Giresun Şubeler Platformu adına Dönem Sözcüsü Yıldıray Bıçak, kamu emekçilerinin ve emeklilerin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekerek, toplu sözleşme sürecine ilişkin kapsamlı taleplerini içeren aşağıdaki açıklamayı kamuoyuyla paylaştı:
”4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin önemli bir aşamasındayız. Mevcut iktidar işçilerden, emekçilerden, günden güne yoksullaştırılan milyonlardan adım adım kopmuştur. Geldiğimiz yerde bu iktidar için önemli olan tek şey sermayenin, patronların yandaşların çıkarlarıdır. Bu durum kaçınılmaz olarak sözleşme süreçlerine de yansımaktadır. Bu tutumun yansıdığı sözde toplu sözleşmelerle geldiğimiz yer ortadadır. Bugün geldiğimiz noktada; başta derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik, angarya çalışma, vergi yükü, kamuya girme ve görevde yükselmede mülakat, torpil ve ayrımcılık gibi yüzlerce sorun ile karşı karşıyayız. Tüm bunlara rağmen çalışanı ve emeklisi ile 6,5 milyonluk devasa bir kitle olarak “toplu sözleşme” adı altında bir kez daha İktidar-Hakem-Yandaş yapıdan oluşan Bermuda Şeytan Üçgenin içine hapsedilmek isteniyoruz. Dolayısıyla bir kez daha altını çiziyoruz. Gerçek, evrensel, bir toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, tüm haklarımızın işverene ve onun konfederasyonuna-sendikalarına teslim edildiği, bizlerin yok sayıldığı bu oyun devam ettiği sürece yaşadığımız sorunların çözülmesi mümkün değildir. Gerçek Bir Toplu Sözleşme Düzeni Grev Hakkı Olmadan Düşünülemez!Bunun için öncelikle; Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış, kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz. Toplu sözleşme masasının eğitim emekçileri, öğretmenler başta olmak üzere kamu emekçilerinin önemli bir bölümünün yıllık izinlerini kullandığı Ağustos ayında değil, bütçe dönemine denk gelen Eylül, Ekim aylarında kurulmasını istiyoruz. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz! Bunun için gayet net bir talepte bulunuyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin maaşı yoksulluk sınırı altında kalmasın, en düşük maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarın diyoruz. Bunun için kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin talebimizi ikili sunuyoruz.
YA DA
emekçisi maaşı 50 bin 460 TL’dir. Mevcut ekonomik tablo Haziran 2025 itibari ile 85 bin TL olan yoksulluk sınırının 6 ay sonra yani Ocak 2026 itibari ile en az 100 Bin TL’ye ulaşacağını göstermektedir.Buna göre Temmuz 2025 itibari ile 50 bin 460 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı Ocak 2026 itibari ile en az 100 bin TL olacağını tahmin ettiğimiz yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Yani %98 artırılmalıdır. Bu artış oransal olarak tüm kamu emekçilerinin Ocak 2026 maaşlarına yansıtılmalıdır.Kısacası tüm kamu emekçilerinin Temmuz 2025 itibari ile aldıkları maaşlarının Ocak 2026 itibari ile %98 artırılmasını talep ediyoruz. Her iki durumda da
Tüm kamu emekçilerine brüt 18 bin 682 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek tutarının taban aylık katsayısına dâhil edilmesini, mevcut emeklilerin aylıklarına yansıtılmasını istiyoruz. Eş yardımının 4 bin TL’ye, birkaç günlük bez, mama harcamasına dahi yetmeyecek kadar trajikomik seviyede olan çocuk yardımının her çocuk için 5 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz. Konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine büyükşehirler için 13 bin 500 TL, diğer şehirlerde ise 11 bin TL Kira Desteği verilmesini istiyoruz. Talep ettiğimiz bu tutarların her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranında güncellenmesini istiyoruz. GERÇEK BİR REFAH PAYI istiyoruz. Bunun için her üç ayda bir açıklanan ekonomik büyüme oranında refah payı istiyoruz.
Bunun için 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na tabi kamu emeklileriyle, 2008 sonrası işe girerek 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan kamu çalışanları arasındaki emeklilik yaşı, maaş bağlanma oranı ve emekli aylıkları arasındaki uçurum derhal giderilmelidir. Aynı işi yapan, benzer hizmet süresi olan kamu emekçileri arasında sosyal güvenlik hakkı bakımından bu denli derin adaletsizlikler kabul edilemez! Sosyal güvenlik sisteminde hakkaniyet sağlanmalı, tüm kamu emekçileri için eşit, adil ve insanca bir emeklilik hakkı hayata geçirilmelidir.
Yarı zamanlı çalışma adı altında özellikle kadınlara yarım bir hayat dayatılmaktadır. Esnek, kuralsız, güvencesiz istihdam en başından beri ayrımcılık ve mobbing kıskacına alınan kadınlar üzerinden daha da yaygınlaştırmak istenmektedir.
istiyoruz.
Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek İstiyoruz!
Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı İstiyoruz!
Son olarak tüm buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz. Yıllardır devam eden garabet sistemin bir aparatı olanların çözümün adresi olması mümkün değildir. Dolayısıyla çare mevcut iktidar blokunun, iktidar ittifakının sendikal alana yansımasından ibaret olanlar değildir.
Tek çare vardır. O da emek karşıtı bu düzende hangi sendikanın üyesi olursa olsun yıllardır kaybedenlerin yan yana gelmesi, omuz omuza vermesinden geçmektedir.
Grevli Gerçek Bir Toplu İş Sözleşmesi, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı ve Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti İçin mücadelede birleşmekten geçiyor.
Biz KESK olarak bu mücadeleyi daha da büyütmek için, tarafları belli, tek ayaklı masaların değil emekçilerin gerçek taleplerini kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.” Dedi
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)