Köşe Yazısı

200 TL ile Üreticiye Değer mi Biçilir? Açıklanan 200 TL’lik fındık fiyatı, kâğıt üstünde belki bir rakam ama sahada bu rakamın hiçbir karşılığı yok. Bahçeye giren herkes bilir: fındık toplamak..

200 TL ile Üreticiye Değer mi Biçilir?

Açıklanan 200 TL’lik fındık fiyatı, kâğıt üstünde belki bir rakam ama sahada bu rakamın hiçbir karşılığı yok. Bahçeye giren herkes bilir: fındık toplamak yalnızca dal sallamak değil, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar süren ağır bir mücadeledir. İşçinin yevmiyesi artık sadece 1000 TL değil, kimi yerde 1500, hatta 2000 liraya kadar çıkıyor. Üstelik bu da işin sadece görünen yüzü. Bahçe altı temizliği, patoz ücreti, yemek masrafı, yol parası, çuval, naylon, taşıma derken, masraflar yazılı çizili hesapların çok ötesine geçiyor. Gerçek sahada, kâğıttaki hesap tutmuyor. Ve bu yükün altında kalan üreticiye, bir de “200 TL yeter” deniliyor. Yeter mi? Elbette yetmez! Bu fiyat, emeğin değil, aracının, tüccarın işine gelir. Fındık dalda değil, üreticinin sırtında kaldıkça, bu düzen değişmez. 200 TL, alın terinin değil, açıkça sömürünün adıdır. Şimdi susulursa, yarın bahçeye bile girecek kimse kalmayacak. Bu fiyat, bu halka hak değil, haksızlıktır!

***

Sahte diplomalarla ilgili son günlerde ortaya çıkan skandal, bu ülkede liyakatin değil, ilişkilerin, kurnazlığın ve sahtekârlığın ödüllendirildiği çarpık düzenin bir başka kanıtıdır. Daha önce FETÖ’nün yıllarca sınav sorularını çalıp kendi kadrolarını devlete yerleştirdiğine tanık olmuştuk; şimdi de e-imzalarla oynanarak, hiç eğitim almamış kişilere sahte diplomalar üretiliyor, bu insanlar kamuya, üniversitelere, kritik görevlere sızabiliyor. Burası nasıl bir ülke ki, bir yanda yıllarını verip sınavlara hazırlanan, diplomasını alın teriyle kazanan gençler varken, diğer yanda sadece bir imzayla sahte belge düzenleyip sistemin içine sinsice girenlere yol veriliyor? Hani nerede eşitlik, nerede adalet? Devletin kalbine kadar sızmış bu düzmece belgeler, sadece bireysel suç değil; kamu güvenliğini, eğitimi, adaleti, en önemlisi halkın devlete olan güvenini derinden sarsan bir çürümenin göstergesidir. Biz bu ülkeyi sahte belgelerle değil, gerçek emekle inşa etmek istiyoruz. Ama görüyoruz ki birileri hâlâ arka kapılardan içeri sızmayı marifet sanıyor.

***

5 Ağustos Salı akşamı sunduğum Objektif Bakış programına konuk olan araştırmacı-yazar Ahmed Çıtlakoğlu’na yürekten teşekkür ederim. Yayında; Bulancak ve Giresun’da iz bırakan hizmetlerinden, öğretmenlik yıllarındaki hatıralarından, kaleme aldığı dikkat çekici yazılardan ve merhum Erbakan Hoca ile ilgili anılarından söz ettik. Kendisi hem bilgi birikimiyle hem de mütevazı duruşuyla çok kıymetli bir insandı. Programa kattığı değer ve samimi paylaşımları için minnettarız.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL