Vicdanlı insanlar, arkadaşlıklarını, dostluklarını yaşarken sürdürürler. 30 yıl, 40 yıl süren ilişkilerde dostluklar artık yoldaşlıklara dönüşür. Sahip çıkma, arkasında durma ve güven ilişkilerin temelidir. Öyle bir kuruma, partiye ait olma,..
Vicdanlı insanlar, arkadaşlıklarını, dostluklarını yaşarken sürdürürler. 30 yıl, 40 yıl süren ilişkilerde dostluklar artık yoldaşlıklara dönüşür.
Sahip çıkma, arkasında durma ve güven ilişkilerin temelidir. Öyle bir kuruma, partiye ait olma, onun bireyi veya destekçisi olma insana kişilik sağlamaz. Kişilik insanın kendi karakterini kendi oluşturmasıdır.
Bir kuruma ait olmak, kurum gibi davranıp onun çıkarlarına uygun davranmaya yol açar. Yani kişi kendi olmaktan çıkar ve propaganda unsuru olarak yaşar.
Günümüzde siyaset artık bu hale gelmiştir. Propaganda önemlidir ve herkes bunun için çalışır. Böylelikle kendi olmaktan çıkarlar.
Bazı insanlar bir şey fark ettirmeden, kendi olarak yaşarlar. 40 yıl boyunca bildiği bir yoldan yaşarlar ve vicdan, ahlak gibi duygu, davranış biçimlerini hissederek yerinde ve zamanında yan yana durmayı bilirler.
Yani yaşarlarken arkadaşlarının, dostlarının, kıymetini bilirler. İlişkilerini koparmazlar, yeri gelir hal hatır ederler, sohbet ederler, yürürler, hayat hakkında konuşurlar, varsa maddi güçleri birbirlerine yardım ederler, birbirlerini severler. Bunlar insanı rutin hayatta huzurlu ve mutlu bir kişi haline getirir.
Bazıları da onları uzaktan izlerler, yakın durmaya çekinirler, selam vermeyenler de vardır. Bizim gibiler böyle durumlara şaşmayız. Çünkü bu hayatta olmayacak, yaşanmayacak bir durum yoktur. Hayatın diyalektiği budur. Şaşmamak gerekir. Bugün Yani 40 yıl sonra nasıl bir insan olacağımı örneğin kendi adıma ben bilmiyorum.
Belki çok kötü bir insan olacağım hayatımda bilmediğim nefret duygusuna altmış yaşında yakalanacağım. Hiçbir şeyin garantisi yok. Umarım olmam.
40 yıl sonra hayata dar bir pencereden bakan insanlar geçmişi yeniden keşfederler, hafıza hatırlatır, silik de olsa hatırlatır ve geçmişlerini anmaya başlarlar.
Oysa vicdanı olan bir grup azınlık insanlar birbirlerini bildiklerinden zaten ayrılmamış ve yan yana durmuşlardır. Yani o yollardan geçmişlerdir. Onlar için bugün yaşananlar yeni bir şey değildir.
Bazı insanlar hayatı ve arkadaşlarını her zaman anar, sever. Bunun özel bir günü fazla anlam taşımaz.
Ama şimdi önemli olan yaşayan dostlarımızın, arkadaşlarımızın yanında olmak. Özen göstermek için ölmelerini beklemek gerekmiyor. Yaşarken yanında olmak, doğrusu budur. Dostluk ve arkadaşlık öyle akrabalığa, anne babalığa, çocukluğa, amcalığa, dayılığa benzemez. Daha karşılıksızdır, bu yüzden güçlü bir durumdur. Sürdürebilene helal olsun.
(Tırnak içi dize İlhan İrem’e aittir.)
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)