Köşe Yazısı

FINDIK ÇİLESİ

“Çile” sözcüğünü sadece fındık için söylemek yanlış olur. Esasen topraktan üretilen her mahsulün kendine has çilesi vardır. Her üreticiye göre en çileli üretim onunki gibi görünse de hepsi için durum..

FINDIK ÇİLESİ

“Çile” sözcüğünü sadece fındık için söylemek yanlış olur. Esasen topraktan üretilen her mahsulün kendine has çilesi vardır. Her üreticiye göre en çileli üretim onunki gibi görünse de hepsi için durum aynıdır.

Ülkemiz öyle bir hale getirildi ki üreten değil aracılar kazanır oldu. Bunu, bütün tarımsal ürünler için rahatlıkla söyleyebilirim.

Yöremizin ürünü olması nedeniyle bugün fındığın çilesini anlatmak istedim. Belki görmeyen gözler görür, duymayan kulaklar işitir, diye düşündüm. Yerel gazetelerin gündeminde de bu konu yazılıyor.

Öncelikle şuradan başlamak isterim. Tüm Türkiye’nin bildiği bir gerçek var ki “fındığın başkenti” denince akla Giresun gelir. Fındığın üretildiği diğer yörelerdeki dostlar kusura bakmasınlar ama en kaliteli fındık “Giresun yağlısı” da dediğimiz tombul fındıktır ve bunun da merkezi Giresun’dur. Sözü şuraya getirmek istiyorum: Dünyanın en kaliteli fındığının merkezi Giresun iken fındığın taban fiyatı neden Ordu’da açıklanır? Giresun’un iktidar mensubu politikacıları ne iş yaparlar? Bu konuda neden hiç sesleri çıkmaz? Muhalefet konuştuğu zaman pişkin pişkin gülersiniz ama iş bildiğiniz gerçekleri konuşmaya gelince susarsınız. Fındık bahçelerine girip beline sepet takıp dal eğerek poz vermekle olmuyor bu işler. Aslında onların ses çıkarmalarının mümkün olmadığını da biliyorum. Bırakın Giresun’un vekillerini diğer yörelerin vekilleri de dahil hiçbirinin Reis’e karşı çıkma cesareti olamaz. Parti içi demokrasileri çok güçlü ya…

Dedik ya çileyi üreten çeker, kaymağı başkaları yer. Fındık için de durum aynı. Şu günlerde tüccarda fındığın alım fiyatı 43 TL civarında. Hani taban fiyat vardı. Taban fiyatın diğer bir anlamı da en düşük fiyat demektir. Ne oldu da 54 TL açıklanan fındık 43 liraya indi? Geçen senenin üretim maliyet fiyatlarıyla bu seneyi karşılaştırdığımızda zaten yeterli olmayan taban fiyat, güya serbest piyasa şartlarıyla gerilemiş. Beyin jimnastiği yaparak durumu inceleyelim. Geçen senenin gübre fiyatını, ilaç fiyatını, ot biçme yevmiyesini, filiz aldırma yevmiyesi, toplama yevmiyesi, harmana taşıma ücreti, patozun saatliği… Bütün bu girdileri hesaplayalım. Ayrıca geçen sene bir torba gübre için kaç kilo fındık satmak gerekiyordu, bu seneki durum ne? Bunları üst üste koyduğunuzda zaten kendi yevmiyesini dahi çıkaramayan üretici bir de tüccarın insafına bırakılınca çile devam ediyor demektir.

Şunu da belirtmem gerekir: Karadeniz insanının çoğu bu yüzden gurbetçidir. Fındık için memleketine gidip dönmesinin maliyetini de üstüne ilave ettiğinizde vay haline!..

Çözüm mü? TMO, fındık alım ofislerini artırarak, taban fiyatın açıklandığı günün ertesinde alımlara başlamalıdır. Uyduruktan bahaneler bularak üreticinin fındığını almayıp onları tüccarın insafına bırakmamalı, aldıklarının da ödemelerini de en kısa zamanda yapmalıdır. Yapamıyorsa da bıraksın bu işi. Fiskobirlik aktif şekilde işin içine girmelidir. Devlet bankaları gerekli kredi kolaylığını göstermelidir Fiskobirlik’e. Kamu bankaları, yandaşlara uzun vadeli, ucuz krediler vermek yerine üretici birliklerine açmalı kredi musluklarını. Verdiği krediyle ilgili denetimlerini mutlaka yapmalı, yanlış yapandan da hesabını hukuk önünde sormalıdır.

Tüm ülkemiz gibi biz de üretenin de çilesinin biteceği günleri umutla bekliyoruz…

 

 

YORUMLAR (1)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL