Köşe Yazısı

CAHİL CESARETİ

İnsanlar iktidar mücadelesi vermeye ne kadar da meraklı. Üstelik bilgi, görgü, kural, gelmiş, geçmiş, tarih, coğrafya bilgisi olmadan iktidar mücadelesi vermek cesaret işi. Halk arasında buna cahil cesareti deniyor. Kendi..

CAHİL CESARETİ

İnsanlar iktidar mücadelesi vermeye ne kadar da meraklı. Üstelik bilgi, görgü, kural, gelmiş, geçmiş, tarih, coğrafya bilgisi olmadan iktidar mücadelesi vermek cesaret işi. Halk arasında buna cahil cesareti deniyor.

Kendi küçük dünyalarından hareket edip, etrafındaki yaşamları görmeden havalara girmek. Başka insanları, başka fikirleri ve dünyaları yok saymak, bunlar az gelişmiş ortamların yarattığı davranış biçimleridir ve gerçekten kültürlü bir insan veya toplumda böyle yaklaşımlar olmaz.

İktidar etmek, muhalefet olmak veya sıradan bir insan hayatı yaşamak ciddi bir iştir. Bir süreçtir. Çocuk oyunu değildir. Halkla ilişkiler gerektirir, saygı, sevgi gerektirir. Sosyal olmayan, sevgi, saygı bilmeyen, kendinden başkasını düşünmeyen insanlardan ne politikacı olmasını ne de düşünce gerektiren eylemler içinde olmasını bekleyin.

Daldan dala konan, mürit pozisyonuna alışkın insanlardan da uzak durun.

Konumuz politika,  buna göre şunu söylemeliyim; politikacının vizyonu olur. Politikacı hayatın içinde olur. Babadan oğula miras, aile geleneği gibi kavramların çağdaş politikada yeri yoktur.

Bizim ülkemizde partilerin tarihi 100 yıldır ve bu yüzyılda herkes hangi partideyse orada sabitlenmiş gibi durur. Yenilik, değişim yoktur. Topluma sundukları ise öğretilmiş çaresizliktir. Yani insanlar bu partilerin hiçbirine güvenmezler aslında, umutsuzlardır, bu yüzden daha çok iktidara yakın dururlar. “Yaparsa o yapar” cümlesinin altında bu gerçek yatar. Yani muhalefetin güçsüz olduğu algısı yatar.

Bu yüzden ve pek çok nedenden kaybedenler kulübü haline gelir muhalefet partileri. En çok da sosyal demokrat partiler bu süreçleri yaşarlar. Çünkü tekçi kavramları uygularlar. Sağ partiler örneğin AKP’nin tarzı ise pragmatisttir. Duruma göre davranabilir, kazancı da buradan kaynaklanır. Ama genelde hepsi de konulan standartların dışına kolay kolay çıkmazlar.

Gündelik hayatta sosyal demokrat bir insan veya insanlar bu durumun içinde yaşar. Yaptığı veya yapacağı şey bulunduğu partinin sabit üyesi olmaktır.

Oysa değişim önemlidir. Politik hayatta daldan dala atlamamalı. Kendi kişisel menfaatleri üzerinden hareket etmemeli, insan egosunu sıfıra indirmelidir. Basamakları hızla tırmanmak diye bir şey yoktur. Sabretmeyi bilmeli ve birbirini korumayı hayat tarzı haline getirmeli. Sosyal demokrat insan, bütün güçleriyle kitlelerin içinde yer almalıdır.

Politika, dünya görüşü veya ideolojiler üzerinden yapılır. İnsanların kişisel hayatları ve mevkilerini tartışma üzerinden değil. Bunu yapanlar süreç içinde kaybedecektir. Politikaya atılan veya politik olduğunu söyleyen insanın çok yolu vardır. Bir kere kendini eğitmeli, politik kuramları, politik yaşamı öğrenmelidir.

Kendi adıma ben cahil cesareti kavramının çoğunlukta olduğu ortamlarda yaşamak istemem, gençlik günlerimizde daha kültürlü, değişimci bir toplum yapısında yaşadık biz.

Çatışmalı günler de yaşandı elbet. Ama çatışan insanlar bile hayatı bir yerinden tutuyorlar, okuyor, çalışıyorlardı. Hayalleri, ahlak normları, yanlış veya doğru dünya görüşleri vardı.

O günlerde gençlere dışardan müdahaleler olmasa belki de kendilerine göre doğru yol bulabileceklerdi. Ama sistem, ülke dışı müdahale gençlere karşı güvensizlik, gençleri açık taraflar haline getirdi. Eğitim, kültür, sanat bile karışıklıklardan nasibini aldı.

Öyle ki orgeneral Aleksandr Haig darbe olunca “bizim çocuklar başardı “dedi. Açıkçası her dönem olduğu gibi demokrasinin zayıf olması bize “acaba deney tahtasından mı geçtik” duygusu yaşattı.

Evet, bugün de cahil cesareti ortada dolaşırken hayli fazla sayıda genç uyuşturucu kullanırken politikacıların bunlara karşı mücadelesinin olmaması size ne düşündürüyor?

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL